TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR? UZMANLAR UYARIYOR !!!

 

 

 

Odamız Bilimsel ve Teknik Kurul Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Ve Uygulama Merkezi Diri Fay Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR ve çalışma arkadaşları tarafından 13.06.2017 tarihinde Midilli Adası açıklarında meydana ve  İzmir başta olmak üzere Ege kıyı kentlerimizde hissedilen ve bölgede yaşayan halkımızı paniğe sevk eden depremlere ilişkin  "12 HAZİRAN 2017 MİDİLLİ DEPREMİ (KARABURUN AÇIKLARI) ve BÖLGENİN DEPREMSELLİĞİ"  raporu hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Gerek Odamız tarafından daha önce kamuoyuna yapılan açıklamalar, gerekse söz konusu rapordan da görüleceği üzere aktif tektonik kuşak üzerinde yer alan ülkemizde;
Özellikle son aylarda Ege Denizi, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Çanakkale de meydana gelen depremlerin "İzmir- Balıkesir Tranfer Zonu" olarak adlandırılan bölge içinde yer alan ve 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip fayları harekete geçirebileceği belirtilmektedir. Bunun da başta kıyı alanlarında gevşek alüvyal zemin birimleri üzerine oturan kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinde ağır can ve mal kayıplarına neden olacaktır.

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI OLARAK UYARIYORUZ!!!

 

  1. Ülkemiz karasal alanlarında yer alan ve deprem üreten faylara ilişkin çalışmalar bulunmakla MTA Genele Müdürlüğü tarafından2011 yılında hazırlanarak yayınlanmıştır. Ancak üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde,  Karadeniz, Ege ve Akdeniz`de deniz içi araştırmaların yapılmadığı,  başta kıyı alanlarımız olmak üzere ülkemizi tehdit eden ve deprem üreten faylara ilişkin yeterli araştırmaların bulunmadığı bilinmektedir. MTA, TPAO ve Başbakanlık AFAD Başkanlığı, TUBİTAK ve Üniversitelerimizin acilen bir araya gelerek bir program çerçevesinde deniz için jeoloji ve tektonik araştırmaların yapılması ve deniz içinde depremlere neden olan  fayların tespit edilmelidir
  2. MTA, AFAD ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir, Aydın Manisa, Muğla, Balıkesir ve Çanakkale İllerinin Belediye Başkanlıkları ve Valilikleri acilen bir araya gelerek kent ölçeğinde paleosismoloji çalışmalarını başlatarak depremlere kaynaklık eden fay ve fay sistemlerini ortaya koymaları, kentsel plan ve projeleri bu harita ve elde edilen verilere göre yeniden değerlendirmelidirler.
  3. Başta kıyı alanları olmak üzere gevşek ve niteliksiz zemim birimleri üzerine oturan kentsel ve kırsal yerleşimlerin belirlenmesi ve alanlar üzerindeki yerleşim birimleri için acilen çözümler geliştirilmesi gerekmektedir.
  4. Bugün tamamen denetimsiz bir ortamda üretilen planlama ve yapı üretim süreçlerinin tasarı amacıyla üretilen jeolojik-jeoteknik etütlerin başta ilgili  meslek odaları,  yapı denetim şirketleri ve ilgili belediyeler tarafından mutlaka yerinde denetimi esas alan bir yaklaşılma denetimi yapılmalı, denetim dışı hazırlanan raporlar ilgili kurumlar tarafından işleme alınmamalıdır.
  5. Buğün Başbakanlık AFAD Başkanlığı tarafından kapalı kapılar ardında ve birkaç emekli öğretim üyesinin gözetiminde yürütülen "Deprem Bölgeleri Haritası ile "Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik" çalışmaları Deprem Danışma Kurulunun gözetiminde ilgili meslek örgütleri ve üniversitelerinde içinde yer aldığı bir komisyona devredilmeli ve bu çalışma ülkemizin ortak aklını esas alır bir şekilde çıkarılması sağlanmalıdır.

 

Ülkemizin jeolojik gerçekliği dikkate alındığında depremleri önleyemeyiz, ancak zararlarını en aza indirmenin elimizde olduğunu, meydana gelen depremlerin bizleri hazırlıklı olmamız hususunda uyardığını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Saygılarımızla,

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı: 4735
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası