Soner, Öner, Güneş Anısına

 Forum

  Nükleer Karşıtı Mücadelenin Geçmişi ve Geleceği!

  22 Temmuz 2010, Ankara

toprağımıza, suyumuza, havamıza, geleceğimize,  sahip çıkıyoruz...
çıkmaya devam edeceğiz...

Kapitalist yağma ve talana karşı ekolojist/çevreci halk hareketleri, gençlik hareketleri, politik hareketler uzun zamandır mücadele yürütüyorlar. Zaman zaman başarılar, zaman zaman başarısızlık ve moral değerlerin aşınması yinede mücadeleyi engelleyemiyor. Türkiye‘nin yakın tarihinde Bergama Köylüleri‘nin görkemli direnişi ile tarih sahnesine çıkan mücadele dinamikleri zamanla HES‘lere, Termik Santrallere, Çimento Farikalarına, doğal çevreyi yok eden diğer kimyasal atık üretim tesislerine ve nihayet Nükleer santrallere karşı yeni mücadele örnekleri gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar. Bu direniş odaklarının gösterdikleri direnç aynı zamanda bu toprakların gerçek sahipleri kimler olduğunu da bizlere bir kez daha daha göstermektedir.

Yanan, yakılan, yıkılan, yok edilen sadece ekolojik değerler değildir. Binlerce yıllık insanlık kültürel değerleri de yok edilmektedir. İnsanlık kendine yabancılaşan ile kendine sahip çıkmaya çalışan arasında sınav vermektedir.

Yakın tarihte Ankara‘da Ankara İKK tarafından gerçekleştirilen "Çevre Direnişleri Buluşması" bu konuda yeterince ipucu vermektedir. Türkiye‘nin dört bir yanındaki yerel çevre mücadeleleri deneyimlerini paylaşmış, gelecekte bölgesel veya ülke çapında güç birliği yapmak için tartışmalar yürütmüşlerdir. Kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında yapılan tartışma ve forumlarda yenilgi dönemlerinde toparlanmak, yeniden ayağa kalkabilmek insanlığın varoluş sürecinden beri gelişiminin bir parçası olduğuna vurgu yapılmıştır.

Her ne kadar Nükleer santraller konusunda da geçici bir yenilgi yaşıyor isek de hala yapılabilecek bir şeyler olduğuna inanıyoruz. Meclisin kimin meclisi olduğu ipuçlarının en yalın örneklerini yaşadığımız bugünlerde, Ruslara ikili antlaşma ile ihale edilen "Akkuyu Nükleer Santral satış sözleşmesi (!) onaylansa da santral bitene, hatta hatta bitip üretime geçse bile mücadelenin bitmeyeceğinin gösterilmesi özel bir anlam taşıyor. Geçmişte bunun örneklerini sıkça yaşadığımız bir mirastan geliyoruz. Bu mücadelede ismini anabildiğimiz kaybettiklerimiz ile anamadığımız isimsiz kahramanlar oldu. Soner, öner, Güneş, Kazım bunlar içinde ismi öne çıkan mücadele de kaybettiğimiz yol arkadaşlarımız olsa da anamadıklarımız ya da ismini bilmeden de olsa atladığımız değerlerimiz anısına "Nükleer Karşıtı Mücadelenin Geçmişi ve Geleceği" tartışmasını ne yapmalı, nasıl yapmalı boyutu de tartışacağımız foruma tüm nükleer karşıtları davetlidir. Nükleer karşıtları diyoruz çünkü taraftarları ile aramızda çok kalın bir çizgi var. O kalın çizgi ki yan yana gelmemize olanak sağlamaz, sağlayamaz.  Ustanın dediği gibi "onlar ümidin düşmanıdır sevgilim" ve bizim ümidin düşmanı olanlarla yan yana gelmemizde olanaksızdır.

Bu çağrı Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği‘ne bağlı Odalar açısından kuruluş amaçlarında sayılan toplumsal bir sorumluluğun yerine getirilmesinin bir ifadesidir.

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu olarak tüm nükleer karşıtlarını forumda sözünü söylemeye, ONLAR‘a karşı sorumluluğumuzu da yerine getirmeye, "NÜKLEERE İNAT YAŞASIN HAYAT" demeye çağırıyoruz.

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu