TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
CUMARTESİ SÖYLEŞİSİ "KRİZ VE İNSAN" GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

17 Ocak 2009 tarihinde konuşmacı olarak gazeteci-yazar-sendikacı Sayın Şükran SONER‘in katıldığı ‘Kriz ve İnsan‘ konulu söyleşi Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkezi‘nde gerçekleştirilmiştir.

1946‘da, Yugoslavya, Kosova, Priştine‘de doğan Şükran SONER, 1956‘da Türkiye‘ye geldi. 1966‘da Cumhuriyet Gazetesinde haberci olarak çalışmaya başladı.

Gazetecilik yaşamı boyunca uzmanlaştığı alanlarda yazı yazmaktan daha yoğun sayılabilecek bir tempoda sendikal, meslek örgütleri ile siyasi partiler ve demokratik platformların söyleşi, panel, seminer etkinliklerine katılan Soner, İnsan Hakları Derneği, Ada Dostları Derneği, Ekonomik Toplumsal Tarih Vakfı gibi sosyal örgütlenmelerin kuruculuk ve yönetimlerinde çalıştı.

Meslek örgütleri içinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası üyeliği yanı sıra, TGS‘de yönetim organlarında görev aldı. 1970‘li yıllarda iki dönem TGS Genel Eğitim Sekreterliği, 1999 yılında TGS Genel Başkan Vekilliği ve 2001 yılında da TGS Genel Başkanlığı yaptı.

Şükran Soner halen Cumhuriyet Gazetesi‘nde Yayın Kurulu‘nda yer almakta ve ‘İşçinin Evreninden‘ isimli köşesinde yazılarına devam etmektedir. 1968 kuşağını, dönemin tanıklığıyla anlattığı "Bizim 68‘liler‘ isimli bir kitabı yayınlamıştır.

Söyleşiden Notlar:

Kapitalizmin yeni büyük krizinin dünya ülkelerini ve halklarını nasıl etkilediğinin, ABD emperyalizminin krizdeki öncü rolünün, İngiltere‘nin kendi çıkarları doğrultusunda ABD ye desteğinin, Afganistan, Irak işgallerinin, insan hakları suçlarının, katliamların anlatıldığı söyleşide, son petrol paylaşımının ardından böyle krizlerin çıkmasının olağanlığı, emperyalistlerin yer altı ve yerüstü kaynaklarını sömürme iştahları ve enerjiye olan gereksinimleri olduğu sürece de küresel saldırıların süreceği vurgulanmıştır. Söyleşide, yaşanan ekonomik kriz sürecinde kapitalizmin krizden çıkış için yeni projelerle ortaya çıkışı, sendikasızlaştırma, sosyal damping, ev kadınlarının ucuz ve örgütsüz iş gücü olarak kullanılması ve benzeri uygulamalarla sömürü düzenini sürdürmeye çalışması gibi konular ele alınmıştır.

Ekonomi-siyaset-savaş ilişkilerinin konuşulduğu söyleşide, ülkelerin milli gelirleri ile demokrasi anlayışlarının paralel olduğunu söyleyen Soner, ekonomideki sıkışıklığın siyasal ve sosyal hayata etkisine dikkat çekmiştir.

İnsanlar arası ilişkilerin niteliği, niceliği ve ilişkiler ne kadar güçlü ve etkin kullanılırsa o kadar artan bir kaynak olarak tanımlanan sosyal kapital1; emekçinin hukuken korunmadığı ve işgücünün ucuz olduğu ülkelerin yabancı sermayeyi çekebilmek için uyguladığı ve çok uluslu şirketlerin üretimi bu tür ülkelerde yaparak yürüttüğü, sömürü üzerine kurulu rekabet politikası olarak tanımlanan sosyal damping2 kavramlarından ve bunların örneklerinden söz etmiştir. Sosyal damping kavramına örnek olarak ülkelerde ev eksenli üretim/ekonomi yapıldığını bunun da sendikasızlaşmaya neden olduğunu, çalışma saatlerinin esnekleştirildiğini söyleyerek Türkiye‘de küresel saldırının 12 Eylül‘den sonra daha da hızlandığını belirten Soner, ayrıca son yıllarda mühendislik alanının yasaların uygulanmadığı, kuralların geçerli olmadığı, mesai saatlerinin belirli olmayıp ücretlerin sabitleştirildiği bir meslek alanı haline geldiğini ifade etmiştir.

Siyasal kriz ile ekonomik kriz arasındaki ilişkiyi dünyadan ve Türkiye‘den örneklerle anlatan Soner, dışarıdan bakılınca çoğunluk iktidarı ile yönetilen ülkemizde sürekli siyasal kriz yaşanmasını ve bunun siyasi iktidar ile lideri tarafından özellikle yaratıldığı ve gündeme taşındığı sürecin hiç bitmemesini, ekonomik krizin yıkıcı etkisinin gözden kaçırılmaya çalışılması olarak değerlendirmiştir. Bu bağlamda medyanın kullanılabilirliğinin öneminden söz eden Soner, insana direk ulaşan gazete, eğlence ve iletişim sektörlerinde kavram kargaşası yaratıldığını belirterek, medya sayesinde toplumsal algılamanın, tepkilerin, gerçeğin tam tersi olarak geliştirilebileceğini vurgulamıştır. Gazeteci olarak tanıklık ettiği medya derslerinin, kitlelerin, kamuoyunun, çıkarlar adına yönlendirilmesi sanatının belgeleri, ayrıca milyonlarca insanın gerçekler ve çıkarları ile çelişkili olarak güdülenebilmeleri örnekleri ile dolu olduğunu belirtmiştir. Dünyadaki milyonlarca insanla birlikte, ülkemiz insanını çarpan büyük ekonomik kriz üzerinden de, medya yardımıyla gerçek yaşananlar, olup bitenler ile algılananlar arasında çok büyük çarpıtmalar yapıldığını örnekler vererek anlatmıştır.  Soner‘e göre: sürekli siyasal kriz yaratılarak toplumsal refleksler, tepkiler olabildiğince hafifletilmekle kalınmıyor; AKP iktidarı ile gündeme gelen ABD kaynaklı ılımlı İslam cumhuriyeti projesinde adım adım yol alınıyordu. Sivil darbe ile rejim değişikliğinde; iktidar erkinin yürütmedeki kamu erkini yok eden kadrolaşmanın kurumlaşmasının yanısıra, yasamanın, yargıyı da ele geçirme, hukuku yok sayan uygulamalarında, cumhuriyet rejimi, laiklik, demokrasi kriterleri ile çatışan biçimde yürüyüşü sürdürdüğüne dikkat çekmiştir.

Sn Soner konuşmasının son bölümünde, bu kadar yoğun çarpıtma, yönlendirme, manüplasyona karşın, ekonomik başarısızlıkların siyasal krizlerle kapatılamayacağını belirtmiş ve belli bir süre sonra giderek yoksullaşan, yoksunlaşan ve haksızlığa uğrayan toplumun buna tepki vereceği umudunu yitirmediğini söylemiştir.

Meslektaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği söyleşi, Sn Soner‘in  yaşanmışlıklarına, tanıklıklarına dayanarak anlattığı 1968 kuşağı ve o dönemin acı tatlı günlerine ilişkin çarpıcı anılarıyla sona erdi.

1  http://www.itusozluk.com/

2  sozluk.sourtimes.org

 

                                                                                               Sosyal Etkinlikler Komisyonu

Okunma Sayısı: 3129
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası