TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
ÜLKEMİZ, MESLEĞİMİZ, GELECEĞİMİZ İÇİN HEP BERABER MÜCADELEYE!
Ülkemizdeki ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin meslektaşlarımıza ve meslek alanlarımıza etkilerinin ve bu bağlamda yaşanan sorunları gündeme getirmek amacıyla 18 Ekim 2025 tarihinde Ankara`da bir araya gelen Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları; MMO Eğitim ve Kültür Merkezi`nden Madenci Anıtı`na yürüyerek burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Ülkemizdeki ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin meslektaşlarımıza ve meslek alanlarımıza etkilerinin ve bu bağlamda yaşanan sorunları gündeme getirmek amacıyla 18 Ekim 2025 tarihinde Ankara`da bir araya gelen Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları; MMO Eğitim ve Kültür Merkezi`nden Madenci Anıtı`na yürüyerek burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

 

Madenci anıtı önünde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şu açıklamayı yaptı:

"Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar,

Toplumun ortak çıkarlarının korunması, meslek alanlarımızın gelişimi ve meslektaşlarımızın haklarının savunulması amacıyla 1954 yılında kabul edilen 6235 Sayılı Kanun’la kurulan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği bugün tam 71 yaşında!

Bu ülke kurulduğundan beri alın teri döken, kendi geleceğini ülkesinin geleceğinden ayrı görmeden çalışıp mücadele eden tüm meslektaşlarımızın “Mühendislik ve Mimarlık Haftası’nı kutluyoruz.

Bu anlamlı günde 30 yerde gerçekleştirdiğimiz “Mühendis, Mimar Ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları Ve Çözüm Önerileri” yerel kurultaylarının ardından, bugün Ankara’da, ülkemizin dört bir yanından gelen meslektaşlarımızla birlikte meslek alanlarımızın ve ülkemizin geleceğini tartışarak kamuoyuna bir çağrı yapmak üzere toplandık.

Burada bizleri buluşturan bu çağrı, yalnızca mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki sorunlarını değil; eşit, özgür ve adil bir ülke özlemiyle ortak geleceğimize bir çağrıdır.

Değerli basın emekçileri, sevgili arkadaşlar,

Ne yazık ki ülkemiz, toplumsal yaşamın her alanını kuşatan çoklu krizlerin etkisi altındadır.

Bir yandan hepimizin yaşamını derinden etkileyen ağır ekonomik kriz koşulları, diğer yandan hukukun siyasallaştığı, parlamentonun etkisizleştirildiği, Anayasa’nın askıya alındığı, aklın ve bilimin yerini hurafelerin; liyakatin yerini ise parti sadakati ve din devleti anlayışının aldığı, her alanda çeteleşmenin yaygınlaştığı bir tabloyla karşı karşıyayız.

Derinleşen yoksulluk ve işsizlik artık istisna değil, milyonların gündelik yaşamının bir parçası … Sağlık, eğitim, barınma, beslenme, ısınma gibi en temel haklara erişim neredeyse imkânsız hale geldi; açlık sınırının altında yaşayan yurttaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor.

Bu acı tablodan biz mühendis, mimar ve şehir plancıları da fazlasıyla payımızı alıyoruz.

Mesleklerimizin kamusal niteliği yok sayılmakta; bilimsel bilgi ve tekniğin yerini kar ve rant politikaları almaktadır. Kentlerimiz plansızlıkla, doğamız talanla, emeğimiz güvencesizlikle karşı karşıyadır.

Bir dönemin en gözde mesleklerinden olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı artık diplomalı işsizliğin, zorunlu yurtdışı göçünün sembolü haline geldi.

Oysa ürettiğimiz bilgi ve teknik, ülkemizin kalkınması, halkımızın gönenci ve mutluluğu için vazgeçilmezdir. Demokratik, eşit ve adil bir düzende mesleğimizin toplum için taşıdığı değer daha da anlamlı hale gelecektir. Enerjiden madenciliğe, iletişimden altyapıya, sanayiden tarıma, doğal ve kültürel varlıkların korunmasına kadar birçok alanda gelecek kuşaklara karşı sorumluluk taşıyoruz.

Unutulmamalıdır ki mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı birikimini göz ardı eden bir ülke, geleceğini de göz ardı etmiş demektir.

Bu gidişata sessiz kalmamız mümkün değildir!

Geldiğimiz aşamada; iş güvencesine sahip olmamak, çalışma koşullarının giderek ağırlaşması, yetersiz ücret, işsizlik tehlikesi, sigortasız çalıştırılma, fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ve özlük hakkı ihlalleri, insan onuruna yaraşır emeklilik sürecini yaşayamama ortak sorunumuz haline gelmiştir.

Kamuda çalışan meslektaşlarımız düşük ve eşitsiz ücret, sözleşmeli istihdam, özlük hakkı kayıpları ve liyakatsiz atamalar gibi sorunlarla yüz yüzedir.

Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan etkilendiler.

Serbest çalışan, küçük büro ve atölye sahibi meslektaşlarımızın pek çoğu artan maaliyetler, iş hacminin azalması, artan borç yükü nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalmaktadır.

Genç meslektaşlarımız büyük oranda işsizlikle, umutsuzlukla ve gelecek kaygısıyla baş başadır.

İş bulabilen üyelerimizin ezici bir çoğunluğu meslek alanları dışında çalışmak zorunda kalmakta, görece iyi eğitim alan köklü üniversitelerden mezun olan genç meslektaşlarımızın önemli bir kısmı ile deneyimli birçok meslektaşımız geleceğini yurt dışında aramaktadır.

Bizler, meslek sorunlarımızı ülkemizin ve halkımızın ortak geleceğinden ayırmadan, toplumcu geleneğimizin izinde, ülkeyi yönetenlere bir kez daha sesleniyoruz:

  • Kamusal yatırımlar artırılmalı, planlı istihdam sağlanmalı, mesleki yetkinlik esas alınmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
  • İş ve istihdam alanındaki tahribat giderilmeli, üretimin ithal bağımlılığını azaltacak ve ulusal katma değer zincirini yüksek katma değer üzerinden kesintisiz sürdürmeyi sağlayacak kamu girişimleri yaratılmalıdır.
  • Mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamında, alınan eğitim, verilen hizmet ve üstlenilen sorumlulukların niteliğine uygun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmeli ve bu konuda TMMOB yetkili kılınmalıdır.
  • Özel sektörde çalışan meslektaşlarımıza insanca yaşamaya yetecek ücret, fazla mesai denetimi ve toplu sözleşme hakkı sağlanmalıdır.
  • Kamu çalışanlarının teknik sorumlulukları tanınmalı; eşit işe eşit ücret, liyakat, ek gösterge, özel hizmet tazminatı ve emeklilik haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Meslek alanlarımızdaki tüm kamusal görevler meslek ilkeleriyle uyumlu biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı, istihdam artırılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
  • Emekliler için en düşük emekli maaşı insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılmalı; mühendis, mimar ve şehir plancıları emekli maaşı, TMMOB’nin belirlediği taban ücretin altında kalmamalıdır.
  • Üniversite eğitimi, planlı, ekonomik kalkınma ve istihdam politikaları gözetilerek yapılandırılmalıdır. Bölüm kontenjanları ile eğitim içerik ve yöntemleri planlı biçimde belirlenmeli; meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalıdır.
  • Üretim, sanayi, enerji ve altyapı yatırımları kamusal anlayışla, bağımsız ve çevre dostu biçimde ele alınmalıdır. Gerçek kalkınma ancak toplumsal yararla mümkündür.

Bıkmadan, usanmadan söylemeye devam edeceğiz:

Bilimin ışığını, toplumsal sorumluluğu ve kamusal yararı savunmaktan; emeğimize, mesleğimize ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!

Bizler, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları:

Hep beraber mücadele etmezsek yaşadığımız sorunların daha da büyüyeceğini çok iyi biliyoruz.

Çağrımız ülkemizin dört bir yanında, alın teri ve emeği için, ülkemizin eşit ve aydınlık yarınları için mücadele edenlere…

Emeğimize, haklarımıza ve geleceğimize hep beraber sahip çıkalım.

Sesimizi hep beraber büyütelim.

KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!"

Okunma Sayısı: 271
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası