TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
ADLİ JEOLOJİ (FORENSIC GEOLOGY) NEDİR?

Adli Jeoloji; Adli Bilimler ile Jeoloji bilim ve mühendisliğinin kesişme noktasında ortaya çıkan ve adli olmayan teknikleri kullanarak, diğer bir ifadeyle doğal jeolojik (toprak/sediman, kaya, mineral) malzemelerin suç araştırmalarındaki kullanımının değerlendirilmesi ve suçu aydınlatmadaki rolünü esas alan disiplinler arası bir alt bilim dalıdır. Adli Jeoloji, yerbilimlerinin farklı alanlarında uygulanan bilimsel inceleme ve analitik yöntemler ile uluslararası ve ulusal nitelikteki suçlarda yürütülen adli soruşturmalarda olayları aydınlatmada katkı sağlayan bir araç olarak kullanılmaktadır. Jeoloji Bilimi’nin dünyada ve son yıllarda ülkemizde yeni bir alanda kendine uygulama alanı bulduğu “Adli Jeoloji” alanı, adli suç olaylarında jeolojik kanıt niteliği taşıyan doğal malzemelerin kapsamını ve değerlendirilmesini yaparak, gerekli olay yeri incelemeleri ve sonrasında analitik teknikler kullanarak farklı nitelikteki asayiş olaylarının açıklanmasını amaçlar.

Adli jeoloji, diğer bir ifade ile hukuk sistemi tarafından ortaya atılan soruları yanıtlamak için kullanılan Dünya’da bulunan doğal jeolojik malzemelerle ilgili kanıtların incelenmesidir. Adli Jeoloji’nin tarihsel gelişimi incelendiğinde, yerbilimlerinin kapsadığı farklı alanlar (litoloji, mineraloji, petrografi, jeokimya, hidrojeoloji, hidrojeokimya) adli (kriminal) soruşturmalarda ulusal ve uluslararası suçlarda adli suçları çözmeye yarayan bir araç olarak kullanılmaktadır. Jeolojik malzemelerin ilk kez cinayet vakalarında delil olarak kullanılmaya başlanması yaklaşık yüz yıl önce başlamıştır. 1904 yılında Georg Popp adındaki adli bilimci bir cinayet vakasını çözebilmek amacıyla cinayet mahallinden elde edilen toprak/mineral numunelerini mahkemede delil olarak sunmuştur. Popp bir suç olayını çözmek için jeolojik kanıtları kullanan ilk adli bilim insanı olarak kabul edilmektedir. 1975 yılında Ray Murray ve Rutgers Üniversitesi’nde görevli Prof. John Tedrow tarafından Adli Jeoloji kitabı yayınlanmıştır.

Adli jeoloji incelemeleri olay yeri ve bilimsel/analitik yöntemleri kapsayan iki aşamadan oluşan yasal araştırmaları kapsamaktadır. Birinci aşama suçun işlendiği belirlenen yerde yapılan olay yeri ve çevresi, varsa maktul ve şüphelinin kişisel eşyaları ve araçlarında bulunabilecek delil (kanıt) özelliği olan inorganik ve organik kökenli jeolojik malzemelerden olay yerinde delil toplanmasıdır. Diğer aşama ise kanıt olabilecek jeolojik materyallerin ileri analiz laboratuvarlarında değişik tekniklerle çözümlemelerinin yapılarak verilerin elde edilmesidir. 1900 yılların ilk yarısında başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa olmak üzere birçok farklı ülkede resmi ve özel kurum / kuruluşlarda adli jeolojiye yönelik birçok analiz laboratuvarı kurularak araştırmaların yanı sıra bu alanda üst derecede uzman eğitimleri verilmiştir.

Takip eden dönemlerde bilim ve teknolojik alandaki gelişmelerle beraber adli yerbilimleri teoride ve pratikte önemli avantajlar sağlamıştır. Bu kapsamda Adli Jeoloji ve diğer ana ve alt bilim dallarında (Adli Mineraloji / Jeokimya / Deprembilim / Jeofizik / Jeomorfoloji / Uzaktan Algılama / Coğrafik Bilgi Sistemi / Antropoloji / Arkeoloji / Pedoloji) önemli gelişmeler sağlanmış ve konular hakkında birçok disiplinler arası araştırma sonuçları yayınlanmıştır. ABD Fedaral Soruşturma Bürosu (Federal Bureau of Investigation-FBI), Merkezi Haber Alma Teşkilatı (Central Intelligence Agency-CIA) ve Askeri İstihbarat Birimi (Military Intelligence Section-MIS) gibi uluslararası güvenlik birimlerinde, adli konuları ayrıntılı olarak araştıran toprak, taş, kayaç, toz vb. parçacıklar üzerinde çalışan gelişmiş kriminal laboratuvarlar bulunmakta olup, bu birimler 1980’den bu yana faaliyetlerine devam etmekte; anılan kuruluşlarda ve laboratuvarlarında adli jeolog istihdam edilmektedir.

Türkiye’de Adli Jeoloji uygulaması ilk kez 2010 yılında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’ne bağlı Adli Mineraloji Laboratuvarı’nda başlamış ve Adli Jeoloji alanında birçok suç dosyası incelenerek çözüme yardımcı olunmuştur. Sonraki yıllarda kamu ve vakıf üniversiteleri statüsünde olan Fırat, Kütahya Sağlık Bilimleri ve Üsküdar üniversitelerinde lisans eğitimi kapsamında adli bilimler ve adli bilişim mühendisliği bölümleri açılmıştır. Ayrıca lisansüstü eğitim kapsamında Ankara, İstanbul, Çukurova, Medipol, Medeniyet ve Acıbadem üniversitelerinde adli bilimler enstitüleri kurularak veya enstitüler bünyesinde açılan Adli Bilimler Anabilim Dalında eğitimler verilmektedir. Konusunda uzman sınırlı akademisyenler tarafından adli jeoloji alanında ulusal ve uluslararası sempozyumlar, tez çalışmaları ve süreli yayınlar yapılmaya devam etmektedir. Bununla birlikte ülkemizde Adli Tıp Kurumu içerisinde Adli Jeoloji alanına ait daire başkanlığı statüsünde bir düzenleme henüz yapılmamıştır. Ayrıca olay yeri ve sonrasında yapılan “Adli Jeoloji” incelemeleri için yeterli sayıda uzman veya bilirkişi görevlisi bulunmamaktadır.

Ülkemizde Adli Jeoloji alanında yetkin ve uzman sayısının oldukça az olması dikkat çekmektedir. Özellikle bir suçun aydınlatılmasında jeolojik kanıtların önemi giderek artmaktadır. Çünkü adli jeolojik kanıtlar, herhangi bir suçu oluşturan unsurların içinde sadece kişi beyanları veya farklı delillere dayanarak kalmayıp kimi zaman suçluya uzanmada ek ve bazen kesin olabilecek kanıt niteliği taşıması nedeniyle, toprak/sediman/kaya örneklerinin adli soruşturmanın ayrılmaz bir parçası olarak kullanılmaya devam edilmesi için bir emsal oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar ve elde edilen önemli veriler Adli Bilimler konusunda kanıt veya delil olarak kullanılan tüm malzemelerin ayrıntılı olarak incelenmesi gerektirdiği ve bu anlamda disiplinler arası farklı uzmanlık konularının iç içe olduğunu göstermiştir.

Günümüzde Adli Bilimler’in ulusal ve uluslararası boyutta geldiği nokta değerlendirildiğinde, Adli Jeoloji kavramının her geçen gün önemi gittikçe artan bir bilim dalı haline geldiği görülür. Uluslararası Jeolojik Bilimler Birliği (IUGS) bünyesinde 22 Şubat 2011`den bu yana  “Adli Jeoloji Girişimi (IFG)” faaliyet yürütmekte olup Birliğin (IUGS) düzenlediği Uluslararası Jeoloji Kongrelerinde (IGC) Adli Jeoloji oturumlarına yer verilmektedir. Yine IUGS 2023 yılında jeoloji bilim ve mühendisliği alt uzmanlık alanları listesinde Adli jeoloji, jeolojinin bir alt uzmanlık alanı olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla ülkemizde bilimsel alandaki bu boşluğun giderilmesi, üniversite, enstitü ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla (Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Enstitüleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi) işbirliği ve eşgüdüm planlarının yapılması ve uygulanması ile sağlanmış olacaktır. Bu süreçte Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanlıklarımız başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların vereceği katkı ile Adli Jeoloji hem akademik hem mesleki uygulamalar açısından ülkemizde hak ettiği yeri alacaktır. Bu kapsamda TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası,  Ülkemizde Adli Jeoloji alanında bugün itibariyle oldukça sınırlı ilgi ve uygulama alanın genişletilmesi konusunda çalışmalar yürütme ve bu amaçla Oda tarihinde ilk kez 30. Çalışma Döneminde Bilimsel Teknik Kurulda “Adli Jeoloji Üyeliği” oluşturulmuş ve bir Çalışma Grubu kurmuştur.

 

 

                                                                                   TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

                                                                                          Adli Jeoloji Çalışma Grubu

Okunma Sayısı: 34
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası