TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
MAVİ GEZEGEN`İN 30. SAYISI YAYIMLANDI
Yaşamın her alanını yakından ilgilendiren yerbilimleri, yerbilimleri ile yakın ilişkili diğer bilim dallarına ait bilgileri ve bu konudaki teknolojik gelişmeleri okuyucuya sunmayı hedefleyen Mavi Gezegen`in 30. sayısı yayımlandı.

Değerli Okurlar,
Yaşamın her alanını yakından ilgilendiren yerbilimleri, yerbilimleri ile yakın ilişkili diğer bilim dallarına ait bilgileri ve bu konudaki teknolojik gelişmeleri okuyucuya sunmayı hedefleyen dergimiz 1999 yılından günümüze misyonuna yakışır bir şekilde yayın hayatına devam etmektedir. Bu sayı ile beraber dergimizi 2012 yılından itibaren başarılı bir şekilde ileriye doğru taşıyan editörümüz Prof. Dr. Halil Gürsoy hocamız görevini bizlere devretti. Hocamıza, uzun yıllar bu görevi başarı ile yürüttüğü için teşekkür ediyoruz. Elinize, emeğinize sağlık Halil Hocam.

Bizlerse yerbilimleri ile ilgili popüler konuların meraklılarına ulaşması için heyecanla başladık çalışmaya. Öncelikle, Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan olmak üzere bizi bu göreve uygun bulan odamızın her kademedeki üyelerine şükranlarımızı sunarız. Amacımız Mavi Gezegen Dergisi’nin popülaritesini artırmak ve daha geniş bir okur kitlesine kavuşturmak. Önceliğimiz, Covid-19 pandemisi nedeniyle son iki yılda tek sayı olarak yayımlanan dergimizi 2023 yılından itibaren yılda iki sayıya çıkartmak. Bu konuda eli kalem tutan tüm yerbilimcilerden destek bekliyoruz.

Dergimizin bu sayısı birbirinden ilginç dört makaleden oluşuyor. Ülkemizin ve dünyanın en güzel deniz geçitlerinden biri olan İstanbul Boğazı’nın Karadeniz girişinde Rumeli Feneri’nin hemen açığında yer alan kayalıklar ilk makalenin konusu. Bu kayalığın, jeolojik oluşumu, mitolojisi ve arkeolojisine ait üç hikayesi anlatılıyor. Ülkemizde çok sayıda bulunan jeo-değerlerimizi nasıl tanıtacağımıza ve koruyacağımıza dair güzel bir örnek “Çarpışan Kayaların (Rumeli Feneri- İstanbul) Üç Hikayesi”.

Antropoloji homininlerin 8 milyon yıllık tarihi geçmişiyle ilintili yaşadığı ortamlara dair tüm fiziksel, kimyasal ve biyolojik koşulları (paleoekolojisi), paleontoloji disiplininin çalışma yöntemleri içinde ele alarak inceleyen bilim dalıdır. İnsana, insanın evrimine odaklanır. “Geçmişimizi Aynada Görmek”, Oligosen döneminde başlayıp, modern insanla devam eden bir yaşam mücadelesini anlatır. Çok özel bir fosil grubunu temsil eden taşlaşmış ağaçlar, milyonlarca yıllık yaşları, çok farklı doğal renkleri ve ağaç dokusunu içermeleri ile insanlık tarihi boyunca merak uyandırmışlardır. “Taşlaşmış/Silisleşmiş Ağaç Oluşumu” yerbilimleriyle botanik bilimlerinin kesiştiği alanda yapılmış örnek bir çalışmadır. Diğer tüm jeo-değerlerimiz gibi ülkemizdeki fosil ağaçların da korunması ve gelecek nesillere kültür mirası olarak aktarılması önemlidir.

Afrika Plakası’nın Ege Anadolu Plakacığı’nın altına doğru yitimi, Girit-Ege Yitim Hendeği’nin kuzeyinde volkanlar oluşturmuştur. Yitimin günümüzde de devam ediyor olması yeni volkanları oluşturma potansiyelinin olduğunu gösterir. “Ege Denizi’nde Bir Denizaltı Volkanı mı Doğuyor?”, Datça Yarımadası’nın güney batısında kısa bir süre içinde kaydedilen yoğun mikro sismik etkinlik yeni bir volkanın doğuşu olarak algılanabilir mi? Sorusuna yanıt arıyor.

Dergimizi okumak için lütfen tıklayınız

Okunma Sayısı: 1620
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası