TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
UNESCO YÖNETİM KURULU’NDAN TARİHİ ADIM
Birleşmiş Milletlerin Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü olan ve uluslararası işbirliği yoluyla barışı inşa etmeyi amaçlayan UNESCO’nun, Paris’te 16 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirilen Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar ile her yılın 06 Ekim gününün “ULUSLARASI JEOÇEŞİTLİLİK GÜNÜ” olarak kabul edilmesi ve bunun UNESCO Genel Kuruluna sunulması kararlaştırıldı. 


Birleşmiş Milletlerin Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü olan ve uluslararası işbirliği yoluyla barışı inşa etmeyi amaçlayan UNESCO’nun, Paris’te 16 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirilen Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar ile her yılın 06 Ekim gününün “ULUSLARASI JEOÇEŞİTLİLİK GÜNÜ” olarak kabul edilmesi ve bunun UNESCO Genel Kuruluna sunulması kararlaştırıldı. 

Dünya’nın farklı coğrafyalarında yer alan 100’e yakın yerbilimle uğraşan kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütünün başvurusuyla UNESCO Yönetim Kurulu’nun gündemine alınan “Uluslararası Jeoçeşitlilik Günü” oluşturma çabaları konusunda Ülkemizin de içinde bulunduğu 60’ı aşkın ülkenin desteğiyle alınan karar, Kasım 2021’de yapılacak UNESCO Genel Konferansında görüşülecek ve resmen kesinleşecektir. 

Uluslararası Jeoçeşitlilik Günü, Dünya’nın dört bir yanındaki insanları, toplulukları, kuruluşları ve ülkeleri bir araya getirerek, jeoçeşitliliğin önemi konusunda farkındalık yaratılması ve ortak çalışmalar yürütülmesinin teşvik edilmesini amaçlamaktadır. 

Uluslararası Jeoçeşitlilik Günü`nün şunları içermesi beklenmektedir:

  • Jeoçeşitlilik ile eşsiz güzelliğe sahip gezegenimizde, jeolojik çevre ile tüm canlılar arasındaki kritik bağ hakkında farkındalık yaratmak. 
  • Toplumun; jeoçeşitliliğe sahip bir gezegende yaşamaktan nasıl fayda sağladığını, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ile toprağın korunmasının öneminin anlaşılmasını teşvik etmek.
  • Jeoçeşitliliğin insanlığa, yaşamını sürdürebilmesi için mekân oluşturduğu ve  başta besin zincirinin temel halkası olan toprak olmak üzere zengin doğal kaynaklar sunduğunu anlatmak.
  • Dünya mirası varlıkları, jeositleri korumak, yönetmek ve yerel kalkınmaya öncülük etmesini sağlamak amacıyla jeoparkların ve diğer koruma alanlarının oluşturulmasını, projelerin geliştirilmesini desteklemek ve kültürel miras alanlarıyla yakın bağlantılarını vurgulamak.
  • Yerbilimleri eğitimi aracılığıyla insanoğluna doğal kaynak kullanımı, doğa kaynaklı afetleri önleme ve azaltma, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin hafifletilmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı problemlerine nasıl sürdürülebilir çözümler sağlanacağına dair çalışmaları sunmak.
  • Yerbilimsel bilginin BM 17. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (Gündem 2030), Afrika Birliği tarafından tanımlanan öncelikli 20 hedef alana (Gündem 2063) ve Küçük Ada Gelişmekte Olan Devletler Hızlandırılmış Eylem Modellerine (SAMOA Pathway) ulaşılmasında oynadığı temel rolü anlamak.
  • Ülkeler, toplumlar, araştırma kurumları, akademiler, endüstri, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki faaliyetleri koordine ederek yer bilimleri, araştırma-geliştirme ve eğitim alanlarında uluslararası işbirliğini geliştirmek.
  • Genç öğrencileri, özellikle de gelişmekte olan ülkelerdeki kız öğrencileri, yüksek ve ileri eğitime çekmenin bir yolu olarak yerbilimlerindeki profesyonel kariyer çeşitliliğini teşvik etmek.

Ülkemiz zengin bir jeoçeşitliliğe sahip olmasına rağmen son bir yılda Gümüşhane’deki Dipsiz Göl’ün define arayıcıları tarafından yok edilmesi, Erzurum-Narman’da jeopark niteliğindeki alanda betonarme bina yapılması, Erzurum-Tortum Şelalesi’nde peyzaj düzenlemesi adı altında doğal çevrenin tahrip edilmesi, Mersin Cennet-Cehennem Obruğu içine asansör yapılması, Dünya’nın sayılı jeoparkı olmaya aday Kapadokya’nın, Kapadokya Alan Yönetimi Kanunu ile imara ve talana açılması, Konya-Hadim-Çifteler Yerköprü Şelalesi’nin üzeri ve çevresinde yapılan peyzaj ve çevre düzenlemesi  ile bazı tesis inşaatlarıyla tahrip edilmesi,  Ülkemizin UNESCO’ya  kayıtlı tek jeoparkı olan Manisa Kula-Salihli Jeoparkı içine HES inşaatının yapılmaya başlanması, Antalya-Kepez’de yer alan Düden Çayı ve Düden Şelale’sinin kirletilerek tüketilmesi gibi her gün bir başka kentimizdeki jeolojik varlığımız  yok edilmeye devam ediyor.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, TBMM başta olmak üzere ilgili kurumları jeoçeşitliliğimizin korunarak gelecek nesillere aktarılması konusundaki yasal düzenlemeleri geciktirmeksizin gerçekleştirmelerini ve belediyeler başta olmak üzere toplumun tüm bileşenlerini jeoçeşitliliğimizi oluşturan jeolojik varlıklarımızı korumaya davet ediyoruz.

Saygılarımızla,

 

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

 

        

 

 

Okunma Sayısı: 3203
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası