TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
ALAŞEHİR JEOTERMAL SAHASI`NDA MEYDANA GELEN PATLAMALARLA İLGİLİ 2. BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLENDİ
Şubemiz Alaşehir Jeotermal Sahası`nda meydana gelen patlama ve püskürmelerin devam etmesi üzerine yeni bir basın açıklaması yaparak yetkilileri önlem almaya çağırdı.

BASINA ve KAMUOYUNA

ALAŞEHİR OVASI CİDDİ BİR KİRLİLİK YÜKÜ ALTINDADIR,
ÖNLEM ALINMAZSA BİR ÇEVRE FELAKETİNE DOĞRU HIZLA YOL
ALINMAKTADIR

Alaşehir‘de Türkerler Şirketler Grubu‘na ruhsatlı bir jeotermal kaynak arama sahasında, Alhan Köyü yakınında yapılmakta olan bir derin sondaj kuyusunun denetimden çıkması ve yöredeki bir çok yerden sıcak su, buhar, gaz ve çamur püskürmeye başlamasından bu yana nerede ise 3 hafta geçti ve sorun halen sürüyor. Yörede bu püskürmelerle oluşan kraterlerin yerleri değişiyor; ama, sayısı ve püsküren akışkanların miktarı azalmıyor.

Bu nedenle, yöre halkının kaygıları, üzüm bağlarında oluşan zararlar ve özellikle de geniş bir bölgede yüzey ve yeraltısuyu kirlenmesi artarak süregelmekte.

Olay başladığında da, bugün de bunun nedeni konusunda yapılabilecek yorumlar ve hangi hataların bu süreci başlattığı konusunda teşhisler değişmedi.

Şubemiz, ilk günden başlayarak sağduyulu ve soğukkanlı bir tutum takındı ve suçlu aramak, teşhir ve kaygıları beslemekten kaçındı.

Çevre ve insan sağlığı ve can güvenliğini tehdit eden bu sürecin hemen ve gecikilmeden durdurulmasını umdu, bunu bekledi ve önerilerini bu çerçeveyle sınırladı; benzer sorunların yaşanmaması için de kamu denetiminin arttırılması ve bunun için nasıl bir hazırlık yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulundu.

Basın açıklamasında, katılınan TV programlarında ve öteki ilişkilerde bu tutum sürdürüldü.

Ancak, geçen süre içinde bu durumu yaratan uygulayıcılar yarattıkları çevre sorununu çözecek bir yol alamadılar. Yaratılan sorun özellikle Alhan ve çevresinde olmak üzere geniş bir alanda çevre ve insan sağlığını, yerel ekonomiyi ve bu sektörün gelişmesini tehdit ediyor.

Olayların olduğu bu yerde,

•·         Kuyunun mutlaka başarılı olur düşüncesi ile yüzeyde de izlenebilen bir fayın hemen önünde yapılmaya başlandığı;

•·         Olay olmadan önce kuyuda 3 kez yaşanan bazı gelişmeler bir denetimsiz akışkan boşalmasının (blowout) belirtilerini sergilemesine karşın bir tedbir alınmadığı;

•·         Bu belirtiler varken, yüksek basınçlı ve sıcaklıklı akışkan içerdiği bilinen tabakalara girilmeden önce koruma borusu yerleştirilip bundan sonra güvenle ilerlenebilmesi için bunun arkasının çimentolaması yoluna gidilmeyip, hırsla daha derinde daha yüksek sıcaklıklı tabakalara varılıncaya kadar delmenin sürdürülmesinde diretildiği;

•·         Kuyu bu sıcak ve yüksek basınçlı rezervuara eriştiğinde başlayan püskürmenin paniği ile bir önlem alınmadığı ve kuyu içine akan akışkanın 750 m‘lik çıplak, zayıf ve fay tarafından kesilen zemin kesitinde yayılacağını öngörüp bunu önlemek amacıyla kuyuya  ağır çamur ya da doğrudan çimento basılarak durum denetlenecek yerde, yalnızca kuyu içinde kalan boru ve matkap dizisinin kurtarılmasıyla uğraşıldığı;

•·         Daha sonra, çevrede püskürmeler başladığında da basınçlı çimento enjeksiyonu yapılarak akışkanın denetim dışı bir biçimde kendine kanallar açması ve yüzeye ulaşmasını önlemeye yönelik hiçbir çaba gösterilmeyip kuyunun kurtarılmasına çalışıldığı;

•·         Daha sonra, püskürmeler ve boşalımlar şantiye sahası içine de erişince operasyonlar bütünüyle durdurulup makine ve donanımlarının oradan uzaklaştırılmasıyla müdahale olanaklarının da ortadan kaldırıldığı

herkes tarafından ve bizce de biliniyor.

Şimdi, bu olumsuz süreç denetimsiz biçimde sürüyor. Yerde çatlaklar açılıyor ve yayılıyor. Yeni yerlerden yeni püskürmeler oluyor. Çevreye yüksek tuzluluklu, ağır metal yüklü ve çevre için ağır bir kirlilik yükü getiren sıcak sular yayılıyor. Bunlar bugün, sözde denetim altında  Alaşehir Çayı‘na yönlendiriliyor. Ancak, yüzeyden boşalanın çok daha fazlası yeraltından yeraltısuyu akiferlerine karışıyor ve giderek yayılmakta olan önemli bir yeraltısuyu kirlenmesi oluşuyor.

Yüzey ve yeraltısularının kalitesi aciliyetle belirlenmeli ve kalitesindeki bozulmalar ve değişimler takibe alınmalıdır. Konu ile ilgili olarak DSİ, İl Özel İdaresi ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün ilgili birimleri tarafından faaliyet alanının çevresinde en kısa sürede "İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik", Toprak, Yüzeysuyu, Çevre Kanunu hükümleri çerçevesinde mevcut durum tespiti yapılmalı ve izleme faaliyetleri uygun periyotlarla sürdürülmelidir. İnsan sağlığını tehdit edici parametrelerin tespit edilmesi durumunda yöre halkı uyarılarak gereken önlemler alınmalıdır.

Püsküren akışkanın bir bölümü de karbondioksit gazı ve bu kokusuz ve havadan ağır bir gaz. Rüzgarsız anlarda çukur yerlerde birikiyor. Bu durum insan ve çevre sağlığı için çok tehlikeli.

Böylesi bir ortamda oturan ya da yatan bir kişi hiçbir şey fark edemeden ölür. Nitekim yörede kuş ölüleri görülmeye başlandığı bildiriliyor.

Bütün bunlara neden olan yatırımcılar ise taşıdıkları makine ve donanımlarıyla yeni bir yerde yeni bir kuyu yapımına hazırlanıyor.

Bunun hemen gerçekleştirilmesi zorunlu ve yaşamsal.

Ancak, ruhsat sahibi önce Amerikalı uzmanlar ve şimdi de Avrupa‘dan gelecek bir makineye bağlıyor çözümü. Amerikalı uzmanlar denilen ve başka sahalarda ve dünyanın başka yerlerindeki çalışmaları zaten eleştiri konusu olan ekibin tek yaptığı, makinenin kuyu başından taşınması ve operasyonun durdurulmasını öğütlemek oldu. Gelecek umudu yayılan makine ile yapılacağı bildirilen "snubbing unit" çalışmaları ise daha güçsüz ve daha az kabiliyetli bir bakım ve operasyon aygıtı be durumu daha da içinden çıkılmaz kılabilecek, bu duruma uygun olmayan ve jeotermal kuyularda değil, petrol kuyularında başvurulan bir teknik ve donanım.

Artık, sorun bir kuyu sorunu değil, yüksek basınçlı ve yüksek oranda gaz içeren bir jeotermal rezervuarın üzerindeki 1000 m kalınlıklı zayıf zeminden oluşan bir örtüyü kesen diri bir fay zonunda yayılan sıcak akışkan sorunu.

Bu fay zonunun uzunca bir kesiminde gelişmiş olan geçirimliliğin giderilmesi gerekli.

Yapılmasından yarar beklenebilecek tek işlem bu. Uzun sürecek ve pahalı olacak. Ancak, bu durumu yaratanların yapmakla zorunlu oldukları bir şey bu.

Bu, ya sözü edilen kuşak üzerindeki çok sayıda noktada açılacak birkaç yüz metre derinlikli kuyulardan basınçlı çimento bulamacı basılarak yapılabilir; ya, bu sahanın 400 m kadar kuzeyinde aynı yatırımcının var olan bir kuyusundan ya da arada açılacak başka bir kuyudan saptırmayla eğik kuyular açılıp bu fay zonuna erişilmesi ve yine basınçlı çimento bulamacı basılarak. Ama, her ikisi de önerilebilecek başka yöntemlerle sonuca ulaşılması zaman alıcı ve hemen, acil olarak buna başlanılması gerekli.

Terk edilen kuyunun dışında, geniş ve uzun bir kuşakta doğal zeminde sayısız kanallar oluştu. Bunların bütünü ile tıkanması gerekli.

Bütün yasalar, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu da, Yeraltısuları Kanunu da, Çevre Kanunu da, sayısız yönetmelik te yatırımcıyı bu konuda sorumlu tutuyor ve önlem alma konusunda zorluyor.

Bu ertelenemeyecek bir zorunluluk.

Bu sorumluluğunu yerine getirmeyen ruhsat sahibine uygulanabilecek yaptırımlar Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu ve Yönetmeliği‘nde açıkça yazılı. Sorumluluk yatırımcı adına "Teknik Sorumlu Mühendis"indir. Teknik Sorumlu olmadan faaliyette bulunulan ruhsatlar teminatları irat kaydedilerek faaliyetlerinin durdurulması gerekir. Faaliyetlerin, projeye göre yürütülmesi zorunludur. Ruhsat sahibinin projesinde belirtilmeyen konularda veya izinsiz olarak faaliyette bulunulduğu tespit edilirse, teminatı irat kaydedilerek faaliyet durdurulur ve teminat üç katına çıkarılarak bir ay içinde tamamlattırılır.

Aynı fiilin tekrarı halinde teminat irat kaydedilerek ruhsat iptal edilir.

Ruhsat ve/veya gerekli izinler alınmadan yapılan faaliyetler durdurulur.

Kaynağın ve rezervuarın korunması ile çevre kirliliğinin önlenmesi için acil tedbirlerin gerekli olduğu hallerde tedbirler İdarece alınır. Bu nedenle yapılan her türlü masraf, sorumlusundan İdare tarafından 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Alaşehir Alhan‘daki durum, yasada tanımlanan bu durumun ta kendisidir.

Yaratılan durum düzeltilmeden yeni bir kuyu yapımına izin verilmemelidir.

Ruhsat sahibi bu konuda gereken uygulamaları yapmayı savsaklamakta olduğu için duruma İdare tarafından derhal el konulup sahadaki işlemler ruhsat sahibi hesabına, İdare tarafından yaptırılmalıdır.

Çünkü, durum denetimden çıkmış ve çok geniş bir alandaki su kalitesi ve tarımsal üretim için zararlı olmaya başlamıştır.

İdare sahadaki faaliyetlere el koymanın ardından hızla profesyonel ve akademisyen petrol, rezervuar ve jeoloji uzmanlarına danışarak, TPAO‘nın yöredeki makine ve donanım olanaklarından yararlanarak, sahadaki kuyuları ve makine ve donanımları da kendi denetimine alıp kullanmalı ve belirlenecek ve programlanacak bir müdahale planını uygulamaya koymalıdır. Bu çalışmalar sırasında ruhsat sahibinin teknik elemanları da hazır bulunmalı; ancak, karar sürecine katılamamalıdır.

Bu sorunun çözümünün daha da gecikmesi, hem Gediz Havzası‘na giderilemez zararlar verecek ve hem çok sayıda meslektaşımızın görev yapmakta olduğu jeotermal kaynaklar sektörünü yok yere töhmet altında tutacak ve hem de aslında temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağımızın gelişmesinde yurt çapında bir duraklamaya neden olacaktır.

Bu konuda çok endişeli olduğumuzu ve konuyu çok yakından izlemeyi sürdüreceğimizi belirtmek isteriz.

Bunların dışında, orta vadede alınması gereken önemli önlemler olduğunu düşünmekteyiz.

Yaklaşık 200 tane jeotermal ruhsat sahasının olduğu Manisa İli Özel İdaresi Ruhsat Denetim müdürlüğünde  yalnızca 1 tane jeoloji mühendisi görev yapmaktadır. Kadro en kısa zamanda genişletilmeli ve   jeoloji mühendisi sayısı arttırılmalı, sondaj programları ve operasyonlarının denetlenebilmesi için petrol mühendisi görevlendirilmeli. Yeni kadro MTA TPAO ve JMO/PMO/MMO tarafından acilen eğitilmelidir.

Manisa İl Özel İdaresi bünyesinden ayrı bir "Jeotermal Müdürlüğü" kurulmalıdır. Manisa‘ya göre daha az jeotermal çalışmanın olduğu İzmir‘de ayrı bir Jeotermal Müdürlüğü bulunmaktadır ve bu müdürlük kapsamında yaklaşık 10 tanesi jeoloji mühendisi olmak üzere 14-15 teknik eleman çalışmaktadır.

Aydın-Denizli-İzmir ve Manisa illerinin jeotermal birimleri iletişim içinde olmalı, iller arası farklı uygulamalara son verilmeli ve bir standart getirilmeli.

Ruhsat denetim müdürlüğü gerekli ölçü ve analiz cihazlarıyla donatılmalıdır.

Gediz Havzası‘nın özel koşullarına uygun bir Derin Jeotermal Sondajları Yönetmeliği hazırlanmalı ve ruhsat sahiplerinin buna uyması istenmelidir.

Sondaj lokasyonlarında drenaj ve tahliye kanalları mutlaka konulmalıdır.

                                                                                                Alim MURATHAN

                                                                                  TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

                                                                                               İzmir Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 3146
Fotoğraf Galerisi
En Çok Okunanlar
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası