TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
İZMİR`DE MEYDANA GELEN DEPREMLER İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi İzmir `de meydana gelen depremlere ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Basına ve Kamuoyuna

01.05.2012 tarihinde yerel saat ile 17:48 ‘de İzmir Dış Körfezinde meydana gelen deprem, ulusal ve  uluslararası  deprem  istasyonlarına  göre,  odak  derinliği  ortalama  10  km  ve  büyüklüğü ML=5.0 olan orta şiddette bir depremdir. Odak mekanizma çözümlerine göre deprem, doğrultu atım bileşeni yüksek olan bir fayın kırılmasıyla gerçekleşmiştir. Artçı depremlere göre, sözkonusu fay, Karaburun ile Foça arasındaki İzmir Dış Körfezinin denizaltı faylarından birine karşılık gelmektedir. Bu faylar denizaltı sismik kesitlerine göre, İzmir Dış Körfezi içinde yaklaşık KB-GD uzanımlı faylar olarak bilinir. Şimdiye kadar haritalanan denizaltı fayları birbirine çok yakındır ve bu nedenle, bölgedeki gerilme değişimlerine bağlı olarak, birbirlerini tetikleyerek komşu faylarda yeni kırılmalara neden olabilirler. Denizaltındaki fayların karadaki devamlılıkları da çok önem arz etmektedir. Özellikle yerleşimin yoğun olduğu kesimlerde söz konusu faylar, ancak jeolojik çalışmalarla ortaya çıkarılabilir.

Güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin etütlerinin ve sağlıklı kentleşmenin alt yapısını oluşturan imar planlarına esas Jeolojik-Jeoteknik etütlerin zorunlu hale getirilmesi önemli bir gelişme olmuştur. Afet risklerinin azaltılması açısından yaşamsal öneme sahip bu düzenlemelerin uygulanması ve yaşama geçirilmesi konusunda  Yerel Yönetimlerin yeterli duyarlılığı göstermemeleri, hala yeterince ders almadığımızı göstermektedir.

Afet risklerinin azaltılması sürecinde önemli bir rolü olan Yerel Yönetimlerin,  başta Jeoloji Mühendisi olmak üzere teknik personel alt yapısı güçlendirilerek, uygulama ve denetim görevlerini yerine getirmeleri acil bir görevken, bugün arzu edilen bir düzeyde olunmadığı da bir gerçektir.

Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle sıkça karşılaştığımız ve karşılaşacağımız depremlerin, yıkıcı afetlere dönüşmesinin önüne akıl, bilim ve mühendislik yaklaşımı ile geçebileceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

Depremler önlenemez, ancak zararlarını azaltmak mümkündür. Rant ilişkilerinin üzerinde şekillenen  kentleşme politikaları yerine, toplumsal  ihtiyaçları önceleyen  kentleşme  politikalarını geliştirmek, buna uygun imar, afet ve yapı mevzutına ilişkin yasal düzenlemeleri ivedilikle gerçekleştirmek, risk yönetimini esas alan bir afet yönetim sistemini oluşturmak ve toplumun afet bilinci ile afetlere karşı mücadele kültürünü geliştirmek zorundayız.

Depremler bu coğrafyanın jeolojik  yapısının kaçınılmaz sonucudur.

Ancak, afetler bu ülke insanının kaderi değildir.

Prof.Dr. Hasan Sözbilir

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi     

 

 

 

Okunma Sayısı: 3132
Fotoğraf Galerisi
En Çok Okunanlar
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası