TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
PAMUKKALE İLE İLGİLİ ŞUBEMİZ BASIN AÇIKLAMASI

ŞUBEMİZİN PAMUKKALE İLE İLGİLİ YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI;

 

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI;

Denizli‘mizin gözbebeği Pamukkale, son günlerde kamuoyunu çok yoğun bir şekilde meşgul etmektedir. Bu meşguliyet Pamukkale‘nin ne tarihi ne de güzelliği ile ilgilidir. Pamukkale‘yi gündeme taşıyan konu bu bölgede yapılan temizlik çalışmalardır. Söz konusu olaylar bizleri de bu konuyu araştırmaya yöneltmiştir. Ancak bu konuları araştırmamızın amacı olaylara taraf olmak değil, basında bir meslektaşımızın yazdığı raporla ilgili olarak ısmarlama, düzmece, bir günde yazılan ve sipariş üzerine yazılan rapor gibi suçlamaların olmasıdır.

Yaptığımız araştırmalar sonucunda;

Pamukkale ve Denizli ili jeotermal alanlarına ilişkin mevcut iki araştırma projesi vardır. Bunlardan biri Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Tıp Fakültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi‘nin birlikte çalıştığı ve Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen 2002MHF001 nolu ve "Denizli Yöresi Termomineralli Sularının Hidrojeokimyasal İncelemesi ve Tıbbi Değerlendirmesi" başlıklı projedir. Diğer proje, geçen yıl başlayan ve TÜBİTAK tarafından desteklenen 106Y207 nolu "Stable isotopic studies on travertines and thermal waters for paleoenvironmental and paleoclimatic reconstruction: A comparative study on the genesis of occurrences in Turkey and Hungary" başlıklı uluslar arası Türk (PAÜ, Jeoloji Müh. Böl.) - Macar projesidir. Bu iki projenin çalışma paketlerinden biri Pamukkale‘dir.   

 

Özellikle ilk proje kapsamında Pamukkale sit alanında ve çevresinde üç yıl boyunca hidrojeolojik, hidrojeokimyasal ve kirlilik çalışmaları yapılmıştır. Su taşıyan kırıklarda yapılan beton kaptajların günümüzde deforme olduğu, kaynakların çeşitli atıklarla kirlendiği, açık kırıklarda ise bu kirlilik boyutlarının daha ileride olduğu, belirli lokasyonlarda gözlenen sazlık alanlarda termal suyun yüzeye çok yakın olduğu, saz köklerinin gerek hümik asit gerekse kılcal çatlaklara yerleşen bitki kökleri yoluyla travertenlere fiziksel ve kimyasal açıdan zarar verdiği ve suda organik kirlilik yarattığı gözlemsel ve analiz çalışmaları sonucu ortaya konmuştur. Bu nedenlerle kırık ve kaynakların temizlenmesi ile saz köklerinin kaldırılmasının termal sudaki kirliliği önleyeceği ve termal suyu daha hızlı traverten çökeltme kapasitesine eriştireceği anlaşılmış ve bu iyileştirmelerin yapılabilmesi için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu‘ndan izin istenmiştir.  

 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu‘nun

 

•a)      30.01.2008-65 tarih ve nolu toplantısında 1342 no ile aldığı karar gereği Pamukkale 1. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanındaki fay kırıklarının ve su kaynaklarının temizliğinin yapılması;

•b)      aynı toplantıda 1344 no ile alınan karar gereği Pamukkale 1. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanında, antik havuz ile jandarma havuzu arasında kalan alanda yer alan saz köklerinin temizliğinin yapılması

 

uygun görülmüştür.

 

 

 

 

 

 

 

 

10.03.2008 tarihinde TMMOB JMO Denizli Şubesi Yönetim Kurulu antik havuz ile jandarma havuzu arasında yapılan saz köklerinin kaldırılması çalışmalarının sonuçlarını ve temizlik yapılmayan diğer kırıkları yerinde gözlemek için Pamukkale‘ye gitmiştir. Burada yapılan gözlemler sonucunda temizlenen sazlık alanda saz köklerinin 50-60 cm derinde olduğu ve hatta bazı köklerin organik toprağı geçerek bu toprak altındaki travertenlere de nüfuz ettiğini, iki kırık hattının bu kazı alanında kesiştiği ve yüksek oranda CO2 gazı çıkışı izlenen termal kaynak suyunun bu kırık hattından çıkarak sazlık alana doğru aktığı belirlenmiştir. Saz köklerinin temizliği için bu kazı yapılmasaydı, bu termal suyun sazların yetiştiği toprak alana akacağı, bu sazların gelişiminin önünün alınamayacağı, sazları kurutmak için verilecek tarım ilacının termal suya zarar vereceği konularında fikir birliği oluşmuştur. O nedenle saz köklerinin kaldırılmasının yerinde olduğu ve hidrojeolojik sisteme zarar vermek bir yana, termal suyun kirlenmesini önleyeceği, toprak altına sızan suyun jandarma havuzuna doğrudan girmesini sağlayacağı ve traverten çökeliminin daha kısa mesafelerde başlayacağı gibi nedenlerle yarar sağlayacağı tespit edilmiştir.

Gezilen diğer kırık hatlarında gözlenen her türlü atığın temizlenmesi işlemine bir an önce başlanması gerektiği görüşü benimsenmiştir. Ayrıca, termal suda organik kirlilik yaratması nedeniyle çatlaklar içindeki incir ağaçlarının ve diğer bitkilerin durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

İyileştirme işlemleri sonucu Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu‘na

sunulan rapor incelenmiştir. Bu temizlik işleminin gerekçeleri, kimyasal ve kirlilik analizleri 3 yıl boyunca yapılan çalışmaların bir ürünü olarak belirlenmiş ve önerilmiştir. Bu üç yıllık çalışmanın sonundaki veriler, getirilen öneriler için bir baz teşkil etmiştir. Kazı işlemi sonunda ne suyun debisi azalmış ne de olumsuz başka bir faktöre rastlanmıştır. Tersine beklendiği gibi jandarma havuzuna boşalan termal suyun pH değeri olumlu şekilde nötre yaklaşmıştır. Bu da mevcut proje çalışmasındaki öngörülerin doğruluğunu göstermektedir.

 

Yukarıdaki açıklamaların ışığında JMO Denizli Şubesi olarak, meslektaşlarımız tarafından yazılan raporu, çalışmanın altyapısını bilmeyen ve meslek dışından olduğu için yapılan işlemi  tam olarak yorumlayamayan çevrelerce ,yöntemi eleştirmek yerine hazırlanan rapor için öne sürdükleri (ısmarlama, düzmece, bir günde yazılan ve sipariş üzerine yazılan rapor gibi) suçlamalar bizleri derinden üzmüştür. Bu tür yaklaşım içersinde olan insanları başkalarının eserlerine saygılı olmaya davet ediyoruz.

Bize göre Pamukkale iki kısımda incelenmelidir. 1. kısım Pamukkale‘nin antik özelliği, 2. kısım ise Pamukkale‘yi Pamukkale yapan termal su kısmıdır. Bu çevrelerin Pamukkale termal suyu olmazsa Pamukkale‘nin sadece antik bir kentten ibaret kalacağını bilmelerini ve yapılan iyi işlere destek olmalarını bekliyoruz. Biz bu çalışmadaki yöntemin değil su kaynaklarının korunmasının gerekliliğini sonuna kadar savunuyoruz yöntem uzmanlarca belirlenerek hayata geçirilmelidir. JMO Denizli Şubesi olarak önerimiz saz kökü kaldırma, kırık ve kaynak temizleme işlemlerinin bir an önce tekrar başlamasıdır. Yoksa bu haliyle Pamukkale termal sularının geleceği kaderine terk edilecek ve termal suyu ile bir bütün olan Pamukkale güzelliğini yitirecektir.

           

Su yoksa Pamukkale‘de yok...

Okunma Sayısı: 3156
Fotoğraf Galerisi
En Çok Okunanlar
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası