TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
`SÜS TAŞLARI` BAŞLIKLI KÖŞE YAZIMIZ ÇIKTI.
Kıymetli ve yarı kıymetli taşlar (Süs taşları) tarih öncesi çağlardan beri güzellik, zenginlik ve statü simgeleri olarak kullanılmışlardır.

Kıymetli ve yarı kıymetli taşlar (Süs taşları) tarih öncesi çağlardan beri güzellik, zenginlik ve statü simgeleri olarak kullanılmışlardır. Günümüzde süs taşlarının bir kısmı, az da olsa sanayide kullanılır. Kıymetli-yarı kıymetli taşların tümünü kapsayan ve genel kabul görmüş net bir tanımlama yoktur. Buna rağmen bir malzemenin kıymetli-yarı kıymetli taş (süs taşı) sayılabilmesi için bazı temel kriterler vardır. Bunlar dayanıklılık, güzellik, nadirliktir.

Dayanıklılık; bu kavram sertlik, kırılganlık, darbelere ve dış etkenlere dayanım gibi özelliklerle açıklanır.

Güzellik; her ne kadar göreceli bir kavramsa da taşın temiz, şeffaf, çekici renkli ve işlenebilir boyutlarda olması gibi bazı özelliklerini içerir.

Nadirlik; bir objeyi değerli kılan onun az rastlanır olmasıdır. Örneğin binlerce karatlık elmas üretimi içerisinde sadece bir kaç yüz karatı pembe elmasıdır. Dolayısıyla bir pembe elmasın değeri sıradan bir elmasın binlerce katıdır.

Bu temel kriterlerin dışında taşınabilirlik, kesilebilme, parlatılabilme, ışık yansıtma, ışık kırma, bünyesinde safsızlık içerme gibi bazı özelliklerde taşların değerlerini belirleyen ve artıran diğer unsurlardır. Kıymetli taşları, yarı kıymetli taşlardan ayıran kesin bir tanımlama yoktur. Yüzyıllardan bu yana sürüp gelen geleneğe uyularak elmas, zümrüt, safir ve yakut kıymetli taşlar kategorisinde, diğerleri yarı kıymetli taşlar kategorisinde yer alır. Bu dört kıymetli taş tıraşlandığında asil taş kategorisine dahil olur.

Genel anlamda süs taşları denildiğinde doğal kökenli taşlar kastediliyorsa da, süs taşı kavramı bazı organik materyalleri (mercan, kehribar, inci gibi) ve gelişen teknolojinin bir sonucu olarak sentetik ve imitasyonları da içermektedir. Son senelerde laboratuvarlarda üretilen süs taşlarının, dünya piyasasında giderek artan bir öneme sahip olmaya başladıkları gözlenmektedir.

Gemoloji (süs taşı bilimi); mineralojinin çok yeni bir alt disiplini olarak yukarda adı geçen malzemenin incelenmesi, tanımlanması ve sınıflanması konusunda çalışır. Amaç süs taşını gerek ham, gerekse işlenmiş haliyle, üzerinde yıpratıcı ve zarar verici hiç bir test yapmadan en doğru şekilde tanımlamaktır. Malzemeye maddi bir değer biçmek ise deneyime dayalı kişisel bir tercihtir. Keza taş kesimi (lapidary) ve mücevher yapımı (kuyumculuk) gemolojiyle çok yakından ilgilidir.

Kıymetli yarı kıymetli taşlar (süs taşları);

- Yüksek sıcaklıklı magmadan silikatların kristalleşmesiyle,

- Metamorfizma, yani yüksek ısı ve basınç koşulları altında kristalleşme veya yeniden kristalleşmesiyle,

- Sulu çözeltilerden itibaren çökelmeyle,

- Organik faaliyetlerle veya tüm bu etkenlerin çeşitli şekillerde birleşmesiyle oluşabilmektedir.

Ayrıca bu birincil oluşumların, içlerinde bulundukları kayaçlardan aşınması, mekanik olarak konsantre olması ve alüvyonlarda birikmesiyle de plaser olarak bulunabilirler. Bilinen yaklaşık 4000 mineral çeşidinden sadece 100 kadarı kıymetli ve yarı kıymetli taş olarak kullanılmaktadır. (Kaynak: Prof. Dr. Cüneyt Şen)

Güzel günler dileğiyle.

Okunma Sayısı: 3136
Fotoğraf Galerisi
En Çok Okunanlar
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası