TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
4.DÖNEM DİYARBAKIR ŞUBE OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

4.DÖNEM ŞUBE OLAĞAN GENEL KURUL SÜRECİ

(4-5 Şubat 2006)

4.Dönem Diyarbakır Şube Olağan Genel Kurulu Açılış -Divan Seçimlerinin ardından yapılan saygı duruşundan sonra    3.Dönem Şube Başkanı Fahrettin ÇAĞDAŞ‘ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Gündemde belirlenen maddelerin gerçekleştirilmesinden sonra 5 Şubat 2006 tarihinde Şube seçimleri ile son buldu.

Seçim sonuçlarının 8 Şubat 2006 tarihinde kesinleşmesinden sonra yine aynı tarihte gerçekleştirilen toplantı ve yeni dönem yönetim kurulu kararı ile Şube Başkanlığına Yrd.Doç.Dr. M. Şefik İMAMOĞLU seçildi. Şube II.Başkanı Şefik YAŞAR, Şube Sekreteri (Yazman Üye)  Aziz KAPLAN, Şube Saymanı Aydın DOĞRU, Mesleki Uygulamalar Üyesi Hanifi GÜRLER , Sosyal İlişkiler Üyesi Sevgi ÖNEN  , Yayın Üyesi Murat EMİNOĞLU olarak seçildi.

Seçim sonuçlarına göre belirlenen Yönetim Kurulu Yedek Üye,  Denetleme Kurulu Asil ve Yedek Üye ile Genel Merkez Delege Listesi aşağıda listelenmiştir.

 

YÖNETİM KURLU YEDEK ÜYE LİSTESİ        DENETLEME KURULU ASİL ÜYE

1.Salih Cenk İNCE                                       1.Ali Cihat PARLAK

2. Dicle BARÇ                                               2.Zerrin GERGER

3. Nejla AYDURAN                                     DENETLEME KURULU YEDEK ÜYE

4. Salih ÇINAR                                             1.Harun YALÇINKAYA

5. Erdal TELÇEKEN                                    2.Turan BENGİN

6. Osman ÇİÇEKÇİ

7. Seyfullah ERTÜRK 

 

GENEL MERKEZ DELEGE

1.Ali DOĞANOĞLU                         8. Ahmet ALTUNÇ              15.Ali Cihat PARLAK

2. Halef KARATAŞ                            9. Şefik YAŞAR                     16.Sevgi ÖNEN

3. Mehmet İPEKSEVER                     10. Fahrettin ÇAĞDAŞ        17.Aziz KAPLAN

4. Aydın DOĞRU                               11.Hanifi GÜRLER

5. Salih Cenk İNCE                             12.Aydın ÖZTÜRK

6. Osman ÖZDEMİR                          13.M.Şefik İMAMOĞLU

7. Murat EMİNOĞLU                        14.Süleyman TEKİN

 

 

 

 

AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın Divan, Değerli Konuklar, Değerli Meslektaşlar hepinizi Jeoloji Mühendisleri Odası 3. Dönem  Şube Yönetimi adına saygıyla selamlıyorum.

Genel Kurulumuza hoş geldiniz. Değerli konuklar, değerli üyeler TMMOB ve bağlı meslek odaları özel yasayla kurulan ve anayasanın 135. maddesince kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanan, mesleki demokratik kitle örgütleridir. Bu örgütlerin yasa ve yönetmeliklerde belirtilen amaçları iki başlık altında toplanmıştır.

 

Birincisi         : Meslek ve üyelere ilişkin amaçlar

§         Meleğin Tanıtılması

§         Yasa ve Yönetmeliklerde Yer Alması

§         Mesleki Eğitim

§         Mesleki Uygulamaların Denetimi

§          Örgütlenme ve Etkinlik

 

İkincisi          : Kamu (Toplum) ve Ülke Yararına Hedefler

Mesleğin ülke ve toplum yararına uygulanması, toplumun mesleki konularda aydınlatılması, ülke kaynaklarının bulunması, korunması ve işletilmesinde kamu yararının gözetilmesine yönelik çalışmaları kapsar. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının, yaşadığımız ülkenin ekonomik sosyal politikalarının bir sonucu olduğunu düşünmekteyiz. Meslek örgütü olarak kendi meslek alanımızla ilgili sorunlarla yoğunlaşırken, toplumsal üretim  sürecinde ortaya çıkan ve meslek alanlarımızı ilgilendiren tüm sorunlar odalarımızın yani yönetim kurullarının çalışma programlarının maddeleri arasında yerini alır.

 

Örnek vermek gerekirse: işsizlik meslek alanımızın önemli sorunlarından biridir. İşsizliği derinleştiren GATS ve temel nedeni olan ekonomik politikalar uğraş konularımız arasında öncelik teşkil eder.

Odaların Yönetim kurulları yaşadıkları dünyanın, toplumsal sorunları ve demokratikleşme sürecine ilişkin kurumsal sorumlulukları vardır. Ülkemiz ve toplumumuza karşı olan aydın sorumluluğumuz yönetsel yani kurumsal sorumluluğumuzu pekiştirir.

 

4. Dönem Şube Genel Kurulumuz ülkemizde ve bölgemizde önemli gelişmelerin olduğu bir süreçte yapılmaktadır. Ortadoğu’da ki İşgal ve Savaşı, enerji kaynaklarına sahip olma ve bölgeyi kontrol altına almayı esas alan bir stratejinin sonucu olarak görmekteyiz. Bölge ülkelerinin baskıcı, otoriter hatta faşist yönetim anlayışı bu savaş ve işgale zemin hazırlamıştır. Ortadoğu halklarına refahı ve mutluluk getirecek zengin petrol yatakları maalesef acıyı ve kaosu getirmiştir. Kürtçe özdeyişle “malevan bune belaye sere van”. Arap Milliyetçiliğini esas alan BAAS çı rejimler, yıllarca bu gölgede Şii Müslümanlar ile Müslüman Kürtlere baskı, zulüm ve katliam getirmiştir. Ortadoğu’da Filistin sorunu, İsrail   ırkçılığı  , Kürt sorunu ise Arap, Fars ve Türk Milliyetçiliğini esas alan politikalar nedeniyle çözümlenmemiştir. İç sorunlarını halkların eşit, özgür ve kardeşliğini esas alan demokratik yöntemlerle çözemeyen bölge ülkeleri sürekli dış – iç askeri müdahalelere maruz kalmıştır. Bugün Ortadoğu’da 3. Dünya iktidar savaşı yaşanıyor. Araplar, Farslar, Kürtler, Türkler, İsrailoğulları arasında körler, dilsizler ve sağırlar diyaloğu yaşanmaktadır. Kimse kimseyi anlamıyor, işitmiyor, görmüyor Kapitalist – Emperyalist sistemin öncüsü ABD, bölge kaynaklarına ve halklarına egemen olmadan dünya imparatorluğunu koruyamayacağını biliyor. Afganistan – Irak işgalleri İran – Suriye ablukası, Balkan – Kafkas müdahaleleri bu hedefin bir sonucudur. 

            Bölgemizde (Ortadoğu) bunlar yaşanırken, ülkemizde en temel sorun olan işsizlik, yoksulluk, kürt sorunu, demokratikleşme ve ifade özgürlüğü konularında dış dayatmalarla bazı taahhütler verilmesine rağmen uygulamada önemli bir mesafe kat edilmemiştir.

 

Bizce Kürt sorununun demokratik çözümü yerine, inkar ve güvenlik politikalarında ısrar, yaşanan çatışma süreci, işsizlik, yoksulluk, insan hak ihlalleri ve anti -demokratik uygulamalara zemin hazırlamaktadır. AK Parti Hükümeti Kürt sorunu çözümü konusunda bir adım ileri iki adım geri politikalarını yürütmektedir.

Diyarbakır’da doğru söyler Ankara’da şaşar.

 AK Parti Hükümetinin bir bakanı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini ziyaretinde Kürtçe hitap ile sizleri seviyorum diyor. Yine bu hükümetin bir başka bakanı aynı belediye başkanının Kürtçe yılbaşı kartı hakkında soruşturma başlatıyor. Aynı partinin milletvekilleri kendilerine gönderilen kartları geri gönderme kampanyası başlatıyor. Benzer bir çelişki Belçika’ da yayın yapan ROJ TV konusunda yaşanıyor.

ROJ TV’ nin kapatılması için uluslar arası düzeyde girişimler başlatılıyor. Kapatmaya karşı tepki gösteren bölge belediye başkanları hakkında soruşturmalar başlatılıyor. Müebbet hapis istemiyle davalar açılıyor.

Yine aynı hükümet. Kürtçe yayın konusunda Türkiye mevzuatında gerekli düzenlemeleri yapıyor. Meclisteki danışıklık muhalefet partisiyle ülke kamuoyunun gündemini saptırıyorlar. Bu günlerde de malvarlığı ile gündemi değiştiriyorlar.

Böylesi  yaman çelişkilerle yönetiliyoruz.

Ve biz diyoruz ki;

Bu ülkenin temel sorunu olan Kürt sorunu demokratik barışçıl yönetimlerle çözülmelidir. Ülkemiz emekçilerinin yarattığı değerler ile doğal kaynaklarımızın aklın ve bilimin öncülüğündeki ekonomik politikalarla değerlendirilmesi halinde: işsizlik, yoksulluk gibi temel toplumsal sorunlarımızın çözümü kolaylaşır.

Ülkemizdeki kültürel ve ekonomik zenginliği değerlendirmeyen politikalar sonucunda: uluslararası finans merkezlerine duyulan ihtiyaçlar nedeniyle başlatılan özelleştirme uygulamaları sorun çözme yerine krizin derinleştirilmesine neden olmuştur.

Meslek örgütleri yönetimleri olarak tüm bu gerçekleri ifade ederken bazen eleştiriler alıyoruz. Niye siyaset yapıyorsunuz diye:

Değerli konuklar, Değerli Meslektaşlar.

Siyaset, en genel tanımıyla nasıl üretileceği ve üretimden kimlerin ne kadar pay alacağına ilişkin bir mücadeleyi ifade eder. Yani siyaset iş, aş, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım vb. sorunları belirleyen bir süreçtir. Dar anlamıyla siyaset iktidar mücadelesidir.Ülkemizde iktidar mücadelesini yürüten temel örgüt,  siyasi partilerdir.

Bu çerçevede meslek örgütlerinin doğrudan bir siyasal örgüt olmasının nesnel temeli bulunmuyor. Ancak meslek örgütleri,  üyelerin üretim sürecindeki konumları ve dünya görüşlerindeki farklılıkları nedeniyle siyasal sürecin kaçınılmaz olarak yansıdığı bir alandır odalar.  Yani toplumsal yaşam odalara yansıyor.

12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra mühendislerin kendi meslek odalarından uzaklaştırılması için kamuda çalışanların üye zorunluluğu ortadan kaldırılmış.YÖK Cenderesiyle kuşatılan öğrenciler baskı ve propagandayla her türlü toplumsal örgütlenmeye kuşkuyla bakıyor. Öğretim üyelerinin çoğu kariyer kaygısıyla suskun kalıyor. Kimileri de bu süreci meşru görüp, dersten başka amacı olmayan ezberci, sorgulamayan, eleştirmeyen toplumsal sorumluluk taşımayan bencil düşün dünyası sığ, itaatkâr dogmatik nesiller üretiyor.

Yunanlı düşünür Perikles 2500 yıl önce “Devlet İşlerine (Siyasete) karışmayanlara, kendi işi gücü ile uğraşan sessiz bir yurttaş değil hiçbir işe yaramayan biri gözü ile bakıyoruz” diyor. İnsanların, meslek örgütlerinin siyasetle ilgilenmemesi gerektiğini söylemenin tam da kendisi siyasal bir tavırdır. Bu tavır yaşamla ilgilenme, çocuklarının nasıl bir dünyada ve ülkede yaşayacağını düşünme, dahası hiç düşünme sadece itaat et denmek isteniyor.

Değerli Konuklar, Değerli Meslektaşlar

Meslek odalarının siyasetle olan ilişkisi kendi bilimsel ve mesleki alanlarından hareketle, bilimsel olanın toplumsallaşması temelinde gelişir.

GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlayışı) konusunda üyelerini bilgilendirmek salt siyaset yapmak değil, bu anlaşma sonunda üyelerimizi bekleyen işsizlik taşeronluk yada düşük ücret ile çalışma akıbetini sergilemek anlamına gelir. Madenlerimizin özelleştirilmesi siyasal bir tercihtir. Buna karşın odalarımız ülke ve toplum çıkarları temelinde siyasal bir duruş göstermişlerdir. Madenlerimizin oluşumu, tarihçesi, bilimsel ve teknolojik özelliklerini kullanım alanlarının önemi ve zenginliğini bilimsel söylemlerle desteklemişlerdir.

 

Depremin maddi bir doğa olayı olduğunu, akla, bilime ve toplumsal çıkara dayalı imar politikalarıyla deprem zararlarının en aza indirileceğini mesleki bilgi birikimi temelinde ortaya koyduğunuzda maddi ve politik rant peşinde koşanlarla siyasi bir mücadeleye girmişsiniz demektir.

2005 Martında Karlıova’ da deprem meydana gelmişti. TMMOB heyeti olarak yerinde incelemeler yaptık. İlçe merkezi dahil hiçbir yapı mühendislik hizmeti görmemiş ve doğru yer seçimi yapılmamış alanlar en fazla hasar gören yapılar ve alanlardı.

            Kaymakamlar, Göyük Vadisi, Karlıova Yedisu, Bingöl Ovası. Kaldı ki bu odaların alandaki duruşu abartılarak söylenir. Bilimsel etkinliklerimizi görmezlikten gelme çabası kitla örgütümüzü zayıflatmayı, üyelerinden yalıtmayı ve sisteme eklemlemeyi amaçlayan tamamen siyasal bir tutum olarak karşımıza çıkıyor.

            Şube Yönetim Kurulumuz bu dönemde de emek, barış ve demokrasi mücadelesinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiş. Bölge demokrasi bileşenleriyle beraber olmuştur. Önümüzdeki süreçler de bu rolünü etkin bir şekilde oynamalıdır.

Şube Yönetim Kurulumuzun mesleğimiz ve toplumsal sorumluluk alanımızla ilgili faaliyetlerinin detayları kitapçığımızda yer almaktadır.

4. Genel Kurulumuzun örgütümüze mesleğimize ve demokrasi mücadelemize önemli katkılar sunacak bir zeminde gerçekleşeceğine inanıyor, hepinize katılım ve katkılarınızdan dolayı teşekkür eder,

Saygılarımı Sunarım.

 

Fahrettin ÇAĞDAŞ

3.DÖNEM YÖNETİM KURULU ŞUBE BAŞKANI

 

 

Okunma Sayısı: 3239
Fotoğraf Galerisi
En Çok Okunanlar
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası