TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
BASINA VE KAMUOYUNA
Lice Depreminin 46. Yıl Dönümünde Depremzedeleri Saygıyla Anıyoruz.

6 Eylül 1975 tarihinde, 6,6 büyüklüğünde meydana gelen Diyarbakır`ın Lice ilçesi ve köylerinde yıkıcı etkisi olan 23 saniye süren Lice Depremi, 2385 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 8149 binanın yıkılmasına neden oldu. HaniHazroKulpDicleSilvanErgani ilçelerinin yanısıra ElazığŞanlıurfaMardinMuş ve Siirt illerimizde 20 000’e yakın yapı hasar gördü.

Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı üzerinde yer alan Diyarbakır’ın kuzeyindeki Çermik, Çüngüş, Ergani, Hani, Lice, Kulp ve Hazro ilçelerinin, Doğu Anadolu Fayını da göz önüne aldığımızda, çok ciddi deprem tehlikesi altında olduğunu görmekteyiz.

Ancak “Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı (Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı)” olarak adlandırılan söz konusu bölgedeki deprem üretme potansiyeli olan fayların bir bölümünün deprem üretmeyeceği, buna karşın, söz konusu haritalarda gösterilmemiş olan bazı fayların da deprem üretebileceği göz önüne alınması gerekmektedir.

 “Ters Fay” olarak adlandırılan bu fayların bir bölümünde fay düzlemi yeryüzüne ulaşmamakta, yüzeyde fay izi görülmemekte, buna karşın belirgin bir kabarma olmaktadır. “Kör Fay” olarak adlandırılan bu tür faylar yer yer yüzeye ulaşsalar bile genelde tek, düzenli bir fay izinden çok, çok sayıda kısa fay parçaları şeklinde izlenebilmekte ve yer yer geniş bir kuşak içinde saçılmış olarak yer almaktadırlar.

Bu nedenlerle deprem üreten ters fayları saptamak, çoğu kez doğrudan fay izini saptamak şeklinde değil, dolaylı belirtileri yorumlamak yoluyla olmakta, bu da deprem üretebilecek diri ters fayları büyük bir güvenirlilik ile belirlemeyi zorlaştırmakta, hatta bazen engellemektedir.

Lice depremi de işte bu “kör faylar” nedeni ile meydana gelmiştir. Tespit edilmesi çok zor olan bu fayların varlığı bilinerek yerleşim alanları seçilmelidir. Biliyoruz ki depremlerde can ve mal kaybının en önemli nedenleri; yerseçimi ve kullanılan yapı malzemeleridir.

-Tavan bloğu olarak adlandırılan, ters fay düzlemlerinin üzerlerindeki bloklara, yani yamaçlara yerleşilmemelidir.  Lice depremi orta büyüklükte bir deprem olmasına karşın, tavan bloğu üzerinde deprem sırasında oluşan düşey ivmeler yerçekimi ivmesini bile aşmış, bu durum deprem sırasında irili ufaklı kaya bloklarının havaya fırlamasına ve yamacın eteklerindeki bölgelerde büyük hasarlara yol açmıştır. Deprem sırasında evlerin üzerine oda büyüklüğünde kayaların düştüğü köyler olduğu gözlenmiştir.

- Lice depremi sırasında en büyük yıkımın yamaç molozu üzerinde yer alan yapılarda meydana geldiği görülmektedir. Bu alanlar yerleşim için uygun değildir.

Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı olarak belirtilen kuşak başta olmak üzere, Güneydoğu Anadolu’nun önemli bir bölümünde büyük mühendislik yapıları yerine özgün depremsellik göz önüne alınarak yapılar yapılmalı, sıradan uygulamalarda ise yalın kurallara uyulmaya çalışılmalıdır.

Bölgedeki haritalanmış diri faylardan uzak bile olsalar, hasar görmeleri durumunda can ve önemli mal kaybına yol açabilecek tüm yapıların, en azından, orta şiddette bir yer sarsıntısına dayanabilecek şekilde yapılması gerekmektedir.

  1. Derece Deprem Bölgesinde afet risk analizleri mutlaka yer ve yapı bazında yapılmalıdır.

Diyarbakır Merkez, Bağlar, Şehitlik, Seyrantepe, Aziziye gibi kaçak yapıların yoğun olduğu yerlerde yapı envanteri çıkarılarak, dönüşüm ve güçlendirme çalışmaları acilen yürütülmelidir. 

Diyarbakır Merkez ve İlçelerinde alt yapısı tamamlanmış deprem toplanma alanları yeniden gözden geçirilmeli, eksiklikler tamamlanmalıdır. İmar uygulamalarında bu amaçla yeni yerler tahsis edilmelidir.

Lice, Hani, Dicle, Çermik, Çüngüş, Hazro, Kulp ve Silvan ilçelerinde ve kırsal mahallelerindeki yapı kriterleri deprem gerçekliğine göre yeniden belirlenmelidir. Köylerdeki geleneksel yığma yapı malzemesinin kerpiç olması bölgede önemli hasarlara neden olmuştur. Buralarda mühendislik hizmeti görmeyen yapılara inşaat ruhsatı verilmemelidir.

Afet zararların önleyici yasal düzenlemeler bilimsel, teknik normlara uygun ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılmalıdır. Burada Yerel Yönetimlere büyük görevler düşmektedir.

Kentsel Planlama ve uygulama süreçlerini yönlendirmek adına Yerel Yönetimlerde “Jeolojik- Jeoteknik Etütler (Zemin Etütleri) Birimleri” kurularak, yapılan çalışmaların elde edilen zemin parametrelerine uygunluğu, denetimi takip edilmelidir. 

İmara esas jeolojik haritalama, raporlama, bina veya çeşitli mühendislik yapılarının yer seçimi, zeminin jeolojik yapısının, jeoteknik özelliklerinin ve jeolojik çevre koşullarının belirlenmesi ve önlemlerin alınması için çalışmalar mutlaka Jeoloji Mühendisleri tarafından yapılmalıdır. 

Belirlenen diri fayların üreteceği deprem büyüklükleri de dikkate alınarak yerleşim yerlerinin bu faylar üzerinde yapılması engellenmelidir. Bu amaçla "Fay Yasası" çıkarılmalıdır. 

Depremlerin afete dönüşmemesi için bilim ve mühendislik dışı yapılaşma ve kentleşme anlayışının bir tarafa bırakılması ve güvenli zemin, güvenli yapı ve yaşanabilir bir çevre yaratılması için çalışmalar yürütülmelidir.

Saygılarımızla

6.9.2020

TMMOB JMO Diyarbakır Şubesi

Okunma Sayısı: 3362
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası