TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
ZEYTİN YAYLASI KAYNAK SUYU KULLANIMI BASIN AÇIKLAMASI
Zeytin Yaylası kaynak suyunun kullanımı hakkında son günlerde basında çıkan haberler üzerine Jeoloji Mühendisleri odası Denizli Şubesi tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda açıklama yapılmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Zeytin Yaylası kaynak suyu kullanımı hakkında basın açıklaması;

Zeytin Yaylası kaynak suyunun kullanımı hakkında son günlerde basında çıkan haberler üzerine Jeoloji Mühendisleri odası Denizli Şubesi tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda açıklama yapılmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Denizli şehir merkezi, Menderes grabeni olarak bilinen doğu-batı uzanımlı büyük çöküntü alanının güneybatı kesiminde yer alır. jeolojik anlamda Ege horst-graben sisteminin doğu uzantısını oluşturur. Zengin yeraltı suyu varlığı büyük ölçüde, şehrin güney tarafını boydan boya kuşatan sıradağlar üzerine düşen yağışlardan kaynaklanmaktadır. Yani bu dağlar, eteklerinde yer alan daha düşük kotlardaki bütün beldeler için sığ yüzey altı ve yer altı suyu bakımından çok büyük rezerve sahip bir kaynak niteliğindedir. Eski çağlardan beri topoğrafik olarak daha yüksek olan güneydeki dağlık kesimin güneye bakan yamaçlarında yer alan irili ufaklı pınarlar yer alır. Bu kaynakların bir kısmı doğal ve yapay nedenlere bağlı olarak yaz aylarında kurur. Bazıları ise her mevsim akar durumdadır. Bölgedeki çoğunlukla yüksek debili ve her mevsim akar durumda olan bazı kaynakların suları, üzerine düşen yağışların tamamını, yüzey ve yeraltında farklı derinliklerden kuzeydeki Denizli Havzasına doğru drene eder. Ancak, son yıllarda özellikle olumsuz iklimsel koşullar nedeniyle birçok kaynak, yerel yönetim veya yöre halkı tarafından ya içme, sulama ve kullanma suyu temin etmek amacıyla üzerine kaptaj inşa edilerek alınmış, ya çeşme haline getirilerek ortak kullanıma sunulmuş ya da yakın civarında sondajlar yapılarak bilinçsizce tüketime tabi tutulmuştur. Buna bağlı olarak da, yeraltı suyu seviyelerinde aşırı düşümler meydana gelmiş, birçok doğal su kaynağı ile birlikte akışı tamamen bu kaynaklara bağlı olan sürekli akar durumdaki bazı yan derecikler tamamen kurumuştur.

Su kaynaklarının sosyal, ekonomik ve çevresel hedefler açısından akıllıca paylaşımı ve korunması, tüm canlılar için yaşamsal önemi olan bir konudur. Bu bakımdan hidrojeolojik olarak titizlikle değerlendirilmeden herhangi bir işleme tabi tutulmamalıdır.

Zeytin Yaylası mevkiinde de kaynak ve pınarların sayıları ve debileri topoğrafik ve jeolojik nedenlere bağlı olarak yeraltı suyu potansiyeline oranla daha düşüktür. Bu bakımdan mevcut durumdaki kaynakların güvenliği hangi gerekçe ile olursa olsun yapay uygulamalar ile tehdit edilmemelidir. Çünkü doğal kaynaklar için yanlış uygulamalar, küresel ısınmadan daha tehlikelidir. Kaynakların yakın çevresi de, hükümleri özel hidrojeolojik çalışmalarla belirlenecek şekilde koruma altına alınmalıdır. Bunun için de su, toprak, iklim, bitki örtüsü, topoğrafya ve doğal yaşam arasındaki karmaşık ekolojik ilişkilerin çok iyi bilinmesi ve yapılacak planlamalarda bu bilgilerin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan, “suyun belli bir miktarının alındığı” yönündeki basın açıklaması, uygulamanın bilimsel bir dayanağı olduğu anlamına gelmemektedir.  Yeraltı suları ve doğal su kaynakları özellikle yüksek kotlarda daha hassas hidrodinamik dengelere sahiptir. Dolayısıyla tamamının ya da belli bir miktarının doğal dengeler ile ilgili bilimsel istişareler yapılmaksızın yapay yollarla ortamlarından uzaklaştırılması, o bölgelerdeki su varlığının zamanla tamamen kurutulması ile aynı anlama gelebilir. Bölgedeki ekolojik dengeler de onarılamayacak şekilde bozulabilir. 

Bölgedeki kaynakların sürdürülebilir işletiminin sağlanabilmesi için, yetkili resmi kurumların etkin önlemler ve yaptırımlar ile kişi ve kuruluşların izinsiz, programsız ve keyfi uygulamalarına ciddi önlemler alması önemlidir.

Doğayı ve yöre halkının yaşamını birinci derecede ilgilendiren bu konuda bilimsel bilirkişilikler ve o bölgede yaşayan yöre halkı ile birlikte ilgili kurumların görüşleri alınmadan yöredeki doğal su kaynaklarının doğasına müdahale edilmesi engellenmeli, oldubitti ile yapılan tüm uygulamalar ise acilen iptal edilmelidir. Hiç bir özel ya da resmi kurum ya da kuruluş, gelecek kuşaklara devredilmesi gereken jeolojik mirası tahrip etme ayrıcalığına sahip olmamalıdır.

Dr. Barış Semiz

TMMOB JMO Denizli Şube Başkanı

 

Okunma Sayısı: 3062
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası