TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
DEPREME HAZIRLIKSIZIZ
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi Yıl Dönümünde Basın Açıklaması yapıldı "Depreme Hazırlıksızız"

 

Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, 1999 Marmara Depremi‘nin 17. yılında deprem konusunda bir kez daha uyardı. "17 yıl sonra geriye dönüp bakmayın, çünkü hiç uzaklaşmadık, hala aynı afete çok yakınız" diyen JMO Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, "Ülke tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşadığımız 15 Temmuz Kanlı Darbe girişiminin ve artçı şoklarının etkisi halen sürerken hepimizi derinden üzen ve resmi kayıtlara göre 18.000`in üzerinde vatandaşımızın hayatını yitirmesine ve 50 binin üzerinde vatandaşımızın da yaralanmasına yol açan 17 Ağustos 1999 Günü Saat 03.02`de meydana gelen Marmara Depremi, üzerinden 17 yıl geçmiş olsa da 1939 erzincan Depremi`nden sonra yaşadığımız en acı felaketlerden biri olarak, kayıtlara geçmiştir. Ardında yüz binlerce yıkılmış bina, yitip giden hayatlar, yaralılar, 50 milyar dolara yakın ekonomik kayıp bırakan kısaca yıkım ve acı bırakan Marmara Depremi de bu tür olaylara genel olarak verdiğimiz her toplumsal refleks gibi unutulmaya/unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak, 17 Ağustos, afetlere karşı güvenli bir yaşam için sönen umutları yeniden canlandırmak, milletimize yeniden güven duygusunu kazandırmak, deprem ve benzeri doğal olaylarla birlikte yaşamayı öğrenebilmemiz ve gerekli önlemleri almamız için, bize sorumluluklarımızı sürekli hatırlatan bir tarih olmuştur" ifadelerini kullandı.

 

Arık, "Ancak, 1999 Depremlerinden bu güne kadar depremlere karşı yapılması gerekenlerle ilgili TBMM dahil bir çok kuruluş tarafından raporlar hazırlanmış, eylem planları oluşturulmuş; deprem zararlarının azaltılması yönünde yapılması gerekenleri eksikli de olsa ortaya koyan Ulusal Deprem Konseyi, Deprem Şûrası, Kentleşme Şurası (KENTGES) raporları gereği yapılmadan tozlu raflara kaldırılarak unutulmuş, çıkarılan yasalar ise deprem zararlarını azaltma yerine, deprem bahane edilerek rant dağıtımının birer mevzuatı olmuştur.

 

Odamızın bilgi birikimi ve çalışmaları ile yine konusunda yetkin ve deneyimli üyelerimizin önerileriyle, ilk yıllarda deprem zararlarının azaltılması konusunda yapılan çalışmalara bir hareketlilik getirmiş, konuyla ilgili merkezi ve yerel yönetimlerde Afet zararlarının azaltılması çalışmaları eksiklide olsa başlatılmıştır. Bu kapsamında; özellikle de deprem konusunda ülkemizde başlatılan eylem planları (UDSEP-Ulusal Deprem Stratejisi), uzman toplantıları (Deprem Danışma Kurulu), Türkiye diri fay haritasının yenilenmesi, deprem araştırmalarını destekleyen programlar (UDAP-Ulusal Deprem Araştırma Programı), yerel yönetimlerde toplum odaklı örgütlenmeler (mahalle afet gönüllüleri vb.), ulusal arama kurtarma derneklerinin çeşitlenmesi (Akut, Umke vb.), ulusal deprem gözlem ağlarının güncellenmesi ve geliştirilmesi gibi çalışmalar yürütülmüştür. Ancak, özellikle belirtmek gerekir ki; bütün bu girişimler başta İstanbul ve Marmara Bölgesi olmak üzere ülkemizde meydana gelebilecek olası depremlerin zararlarını azaltmaktan uzak kalmıştır. Gelinen noktada ülkemiz depremlere karşı 1999 öncesine göre daha hazırlıklı hale getirilememiştir" dedi. "Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afettir. Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizdedir" diyen Arık, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak uygulama ve politikaların sonucunda birer afete dönüşmektedir. Depremin acı sonuçlarını azaltmak için çok geç kalmamıza rağmen hala yapılabilecekler vardır. Yeter ki ortak aklın oluşturulması konusunda bir niyet ve irade olsun. Aksi takdirde yitirilen canlarımızın, maddi kayıplarımızın sorumlusu, Odamızın sürekli vurguladığı, bilime, tekniğe, uluslararası örneklere uygun önerilerini dikkate almayan, jeoloji mesleğini hiçe sayan zihniyet olacaktır."

 

Okunma Sayısı: 3054
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası